Akşemseddin Hz. şöyle buyurmuştur: Biz bu dünyada başı boş bırakılmış ve yalnız değiliz, Sen şartlara teslim olmazsan, şartlar değişir sana teslim olur, '' Çok çalışır çok dua eder ve çok istersen'' , Allah'ın rahmeti tecelli eder, ve nice olmazlar olur. .
Anadolu' da üç güneş derler; Şems-i Tebrîzi, Aksemseddin ve Şems-i Sivasî (Guzel bir şiirinden bir beyit) Halıktan utan rızkını halktan sakın umma Bil Rabbini (er-rizku alellah)'i unutma ~~Şems-i Sivasî
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
hz. halid ebu eyyub ensari nin evinin önüne çöktü.hz peygamber ona misafir oldu.(halid hz. istanbul muhasarasında şehit düşmüştü. istanbul fethinde akşemseddin tarafından mezarı bulundu. istanbuldaki eyüpsultan türbesi budur.)
Sayfa 76 - DİBKitabı okudu
Fatih'e İstanbul'un fethinde o kadar yardım ettikten sonra çekilip köyüne gidecek kadar vakar ve haysiyet sahibi olan, mektuplarında ona sahip olduğu manevî rütbeden bir akran gibi hitap eden, nasihatler veren, "Eğer padişaha huzûr-i sûrîmiz matlup ise biz anda varırız veya padişahla diyar-ı Arabi beraberce feth ederüz." diye ufuk gösteren Akşemseddin'in şeyhinin köpekleriyle bir sofraya oturması ancak XV. asır Türkiye'sinde görülür.
Anane Hacı Bayram'la İstanbul fethinin manevî ve nuranî yüzü olan Akşemseddin'i bu ovada karşılaştırır. Akşemseddin o zamanlar devrinin ilmini ilahiyattan tıbba, nahivden musikiye kadar öğrenmiş, fakat bir türlü ruhundaki susuzluğu gideremediği için yüzünü tasavvufa çevirmiş, kendisine mürşid arayan genç bir âlimdi. Nihayet dayanamayıp Şeyh Zeyneddin-i Hâfi'nin yanına gitmek için Osmancık medresesindeki müderrisliğini bırakıp yola çıkar; fakat Halep'te bir gece rüyasında bir ucu boynuna geçmiş bir zincirin öbür ucunu Hacı Bayram'ın elinde tuttuğunu görür ve nasibinin Hacı Bayram'dan olduğunu anlar; yoldan döner. Ankara'ya geldiği zaman Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür. Yanına yaklaşır; fakat iltifat görmez. Aldırmayarak işe girişir; yemek zamanına kadar şeyhin müritleriyle beraber çalışır. Yemek vakti olur. Hacı Bayram kendi eliyle aş dağıtır. Fakat Akşemseddin'in çanağına ne burçak çorbası, ne yoğurt koyar; artan aşı da köpeklerin önüne döker. Akşemseddin darılıp gideceği yerde şeyhin kapısının köpekleriyle ve onların çanağından karnını doyurur. Bu alçak gönüllülük, bu teslim üzerine Hacı Bayram onu yanına çağırır, müritliğe kabul eder. Ölünce de kendisine halef olur; yahut hiç olmazsa tarikatin fazlaca şeriatçı kolu onu şeyh tanır.
Kendini noksan gören kişi olgunlaşmaya on atla koşar. Kendini olgun sanan ise bu zannı sebebiyle Allah’a ulaşamaz... Akşemseddin Hazretleri (Rh.a)
Reklam
947 öğeden 841 ile 850 arasındakiler gösteriliyor.