Şartlara teslim olmazsan şartlar değişir, sana teslim olurlar... Çok çalışır, çok duâ eder ve çok istersen Allah’ın rahmeti tecelli eder... Rahmet tecelli ettiğinde nice olmazlar gerçekleşir... Akşemseddin Hazretleri...
Fatih Sultan Mehmet Han; “Zamanımda Akşemseddin hazretleri gibi bir zatın bulunmasından duyduğum sevinç, İstanbul’un alınmasından duyduğum sevinçten az değildir.” der.
Reklam
İLLÂ *HÛ..
- FATİH Sultan Mehmed Han ve hâlen BOLU’da medfun AKŞEMSEDDİN Hazretleri... O büyük Veli’nin: “Gördüm ÇOCUK vecdini ayn-el yakîn yâ HÛ derim Ki sûfî lâ’dan dem vurur ben her dem İLLÂ HÛ derim!”...
Sayfa 25 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
"Dü cihanda tasarruf ehlidir ruh-u veli, Dime ki mürdedir, bundan nice derman ola. Ruh, şimşiri Hüda'dır, ten gilaf olmuş ana, Dahi ala kår eyler, bir tığ ki ûryan ola." "İki cihanda tasarruf eblidir velinin ruhu, Sakın ola demeyesin ki ölüdür, bundan ne fayda gelir. Onun rubu Hakk'ın kılıcıdır, ten kılıf olmuş ona, Asıl kınından çıktığı zaman kılıç, daha iyi iş yapar." Akşemseddin Hazretleri
kitap listesi
Muhyddin arabi alemin yaratılısı Muhyddin Arabi arifler allahı nasıl bilir Muhyddin arabi varlık ağacı Yıldızların mevki Özün özü Eşşeceretül fil devleti osmaniye Nefsini bilen rabbini bilir Abdulkadir geylani Alemlerin anahtarı Muhyddin ibnül arabi /Futuhatı mekkiye Mişkatul envar Hacı bektaşı veli makalat İbrahim hakkı hazretleri
İlme‐l’ yakîn ehlinin marifeti zahiri ilimdir. Bu kişilerin sohbetleri sıradandır. Söyledikleri sözlerin hakikatini bilmezler. Hemen Allah Teâlâ kitabında böyle buyurmuştur, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem hazretleri şöyle buyurmuştur veya büyük evliyalar şu şekilde buyurmuştur, derler; fakat işin aslını, hakikâtini göremezler.
Reklam
Resul hazretleri sav mübarek elini başıma koydu. O anda hemen gözümden perdeler kalkıverdi. Işte ben bu kitapta zikredilen makamları görerek hayranlık içinde kaldım.
Sultan Abdülhamid de Yürüyordu Zahiren ehl-i dünyanın safındaymış gibi görünen gençler de kan ter içinde koşup gelmişti. Allah Teâlâ onların kalbine de düşürmüştü bu büyük velinin sevgisini. Sokaklarla birlikte sanki Fatih, Yavuz Selim, Barbaros, Akşemseddin, Ebu's-Suûd, Sultan Abdülhamid de yürüyordu. İhlas, vefa, sadakat, iffet ve haya meydanlara inmişti. Sahte kahramanların esiri olan tarih ve mukaddesat, esaret zincirlerini kırarak sanki "Yaşasın Hürriyet!" diye yürüyordu. Bu bir cemaatin değil, Müslüman milletin yürüyüşü, İslâm'ın yürüyüşüydü.
İstanbul "İslâmbol" oldu,
İstanbul'un "İslâmbol"şehrine dönüştüğünden en büyük alemeti de işte [ilk cuma namazı Fatih Sultan Mehmed Han ve Hocası Akşemseddin hazretleri Ayasofya'da] bu namazın kılındığı AYASOFYA'NIN CÂMİYE ÇEVRİLMESİ olmuştur.
Sayfa 576 - -Birinci cildin sonu -
279 syf.
·
Puan vermedi
Hz.Mevlana'dan Âşık Yunus Emre'ye, İbrahim b.Ethem'den Akşemseddin Hazretlerine, Abdülkadir Geylani Hazretleri'nden Leylâ ile Mecnûn'a; binbir çeşit kıssadan ukbâya... * Ancak bu denli nezih değerlerimiz ile ilmi hakikatlerimizin anlatıldığı bu eserde, tabiri caizse zırla dolu olan yazım ve noltalama hataları ile bazı cümlelerin ya gereksiz ağdalı olması ya da çok basitçe ifade edilmesi okumanın akıcılığının önüne fazlasıyla geçmiş bulunmaktadır. Tabi ziyadesiyle kelime veya cümle tekrarlarına gidilmesi de kitabın özensizce kaleme alındığının ayrı bir göstergesi... * Tabi bunca eleştiri başta yazar olmak üzere, eserin Ocak 2015'te 8.Baskı olarak İlya İzmir Yayınevinden çıkan Lilith Yayınlarına... Yahu kardeşim, hadi yazar eseri yazma esnasında bir titizlik gösteremedi, sizin hiç mi bir kitap editörünüz yoktu? Hiç mi baştan sonra bir tashih edeni olmadı bu eserin.. * Eserin son baskısı var mıdır, olsa bile üzerinden işin ehlice bir tashih edilmiş midir, bilemiyorum açıkçası. Fakat bu eseri lütfen bahsi geçen baskı numarası ile almayınız, yoksa ne okuduğunuzdan lezzet alabilirsiniz ne de okuduğunuzu anlayabilirsiniz. * Söz konusu dinî/manevi değerlerimiz ile ülkemizin mihenk ve kilometre taşları olan zatları olunca, bunlar üzerine yazılan eserlerin böylesine önemsizce karalanması aynen şuanda olduğu gibi bizi derinden etkileyebiliyor. * İllâ ki okuyacaksanız da lütfen son baskısını okuyunuz. İyi okumalar dilerim.
Sevgin Yoksa Dost Arama
Sevgin Yoksa Dost AramaBerna Tali · Atlantis Yayınevi · 201532 okunma
Reklam
"Akşemseddin Hazretleri'nin Fatih Sultan Mehmet Han'a nasihatini bilirsin Ağam: Sen şartlara teslim olmazsan, şartlar sana teslim olur."
Sayfa 80 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Ben Senin Beşiğini Tevhidle Sallıyorum Sen De Bizans'ı Sallayasın.
Takvimler 1432'yi gösteriyordu. Edirne Sarayı'nda yeni doğan şehzadenin beşiğinin başında baba II.Murad Han, manevi izini sürüdüğü Hacı Bayram-ı Veli'den fetih için dua istiyordu.Veli, "Sultanım, İstanbul'un fethini siz de ben de göremeyeceğim ama bu beşikteki şehzade ve bir de bizim Köse görecek" diyordu. "Bizim Köse" dediği İstanbul'un manevi fatihi Akşemseddin hazretleri idi. Bu manevi müjdeyi alan Hümа Наtun,vereceği eğitimin evladının ilerideki adımlarını şekillendireceğinin farkındaydı. Fâtih Sultan'ı emzirmeye başlarken Yâsîn süresini okur, beşiğini tekbir ve kelime-i tevhidlerle sallar, "Ben senin beşiğini kelime-i tevhidle sallıyorum, sen de Bizans'ı sallayasın" diyerek bebeğiyle konuşurdu...
Akşemseddin Hazretleri
“Şeyh Zeyneddin-i Hâfi'nin yanına gitmek için Osmancık medresesindeki müderrisliğini bırakıp yola çıkar; fakat Halep'te bir gece rüyasında bir ucu boynuna geçmiş bir zincirin öbür ucunu Hacı Bayram'ın elinde tuttuğunu görür ve nasibinin Hacı Bayram'dan olduğunu anlar; yoldan döner. Ankara'ya geldiği zaman Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür. Yanına yaklaşır; fakat iltifat görmez. Aldırmayarak işe girişir; yemek zamanına kadar şeyhin müritleriyle beraber çalışır. Yemek vakti olur. Hacı Bayram kendi eliyle aş dağıtır. Fakat Akşemseddin'in çanağına ne burçak çorbası, ne yoğurt koyar; artan aşı da köpeklerin önüne döker. Akşemseddin darılıp gideceği yerde şeyhin kapısının köpekleriyle ve onların çanağından karnını doyurur. Bu alçak gönüllülük, bu teslim üzerine Hacı Bayram onu yanına çağırır, müritliğe kabul eder.”
Zikrin fazileti
Fatih Sultan Mehmed Han’ın hocası, Akşemseddîn (k.s.) Hazretleri bir eserinde şöyle yazmıştır: Abdullâh ibn-i Abbâs (r. anhümâ) Hazretleri buyurmuştur ki: “Hazret-i Allâh, kullarına farz kıldığı her ibadet için belirli hududlar koymuştur. Sonra onu bir zaruretten dolayı yerine getirmekten âciz kalanları da mazur saymıştır. Ancak zikir, bundan
Resim