Fatih Sultan Mehmet Han; “Zamanımda Akşemseddin hazretleri gibi bir zatın bulunmasından duyduğum sevinç, İstanbul’un alınmasından duyduğum sevinçten az değildir.” der.
İLLÂ *HÛ..
- FATİH Sultan Mehmed Han ve hâlen BOLU’da medfun AKŞEMSEDDİN Hazretleri... O büyük Veli’nin: “Gördüm ÇOCUK vecdini ayn-el yakîn yâ HÛ derim Ki sûfî lâ’dan dem vurur ben her dem İLLÂ HÛ derim!”...
Sayfa 25 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlme‐l’ yakîn ehlinin marifeti zahiri ilimdir. Bu kişilerin sohbetleri sıradandır. Söyledikleri sözlerin hakikatini bilmezler. Hemen Allah Teâlâ kitabında böyle buyurmuştur, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem hazretleri şöyle buyurmuştur veya büyük evliyalar şu şekilde buyurmuştur, derler; fakat işin aslını, hakikâtini göremezler.
Resul hazretleri sav mübarek elini başıma koydu. O anda hemen gözümden perdeler kalkıverdi. Işte ben bu kitapta zikredilen makamları görerek hayranlık içinde kaldım.
Sultan Abdülhamid de Yürüyordu Zahiren ehl-i dünyanın safındaymış gibi görünen gençler de kan ter içinde koşup gelmişti. Allah Teâlâ onların kalbine de düşürmüştü bu büyük velinin sevgisini. Sokaklarla birlikte sanki Fatih, Yavuz Selim, Barbaros, Akşemseddin, Ebu's-Suûd, Sultan Abdülhamid de yürüyordu. İhlas, vefa, sadakat, iffet ve haya meydanlara inmişti. Sahte kahramanların esiri olan tarih ve mukaddesat, esaret zincirlerini kırarak sanki "Yaşasın Hürriyet!" diye yürüyordu. Bu bir cemaatin değil, Müslüman milletin yürüyüşü, İslâm'ın yürüyüşüydü.
İstanbul "İslâmbol" oldu,
İstanbul'un "İslâmbol"şehrine dönüştüğünden en büyük alemeti de işte [ilk cuma namazı Fatih Sultan Mehmed Han ve Hocası Akşemseddin hazretleri Ayasofya'da] bu namazın kılındığı AYASOFYA'NIN CÂMİYE ÇEVRİLMESİ olmuştur.
Sayfa 576 - -Birinci cildin sonu -
Reklam
"Akşemseddin Hazretleri'nin Fatih Sultan Mehmet Han'a nasihatini bilirsin Ağam: Sen şartlara teslim olmazsan, şartlar sana teslim olur."
Sayfa 80 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Ben Senin Beşiğini Tevhidle Sallıyorum Sen De Bizans'ı Sallayasın.
Takvimler 1432'yi gösteriyordu. Edirne Sarayı'nda yeni doğan şehzadenin beşiğinin başında baba II.Murad Han, manevi izini sürüdüğü Hacı Bayram-ı Veli'den fetih için dua istiyordu.Veli, "Sultanım, İstanbul'un fethini siz de ben de göremeyeceğim ama bu beşikteki şehzade ve bir de bizim Köse görecek" diyordu. "Bizim Köse" dediği İstanbul'un manevi fatihi Akşemseddin hazretleri idi. Bu manevi müjdeyi alan Hümа Наtun,vereceği eğitimin evladının ilerideki adımlarını şekillendireceğinin farkındaydı. Fâtih Sultan'ı emzirmeye başlarken Yâsîn süresini okur, beşiğini tekbir ve kelime-i tevhidlerle sallar, "Ben senin beşiğini kelime-i tevhidle sallıyorum, sen de Bizans'ı sallayasın" diyerek bebeğiyle konuşurdu...
Akşemseddin Hazretleri
“Şeyh Zeyneddin-i Hâfi'nin yanına gitmek için Osmancık medresesindeki müderrisliğini bırakıp yola çıkar; fakat Halep'te bir gece rüyasında bir ucu boynuna geçmiş bir zincirin öbür ucunu Hacı Bayram'ın elinde tuttuğunu görür ve nasibinin Hacı Bayram'dan olduğunu anlar; yoldan döner. Ankara'ya geldiği zaman Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür. Yanına yaklaşır; fakat iltifat görmez. Aldırmayarak işe girişir; yemek zamanına kadar şeyhin müritleriyle beraber çalışır. Yemek vakti olur. Hacı Bayram kendi eliyle aş dağıtır. Fakat Akşemseddin'in çanağına ne burçak çorbası, ne yoğurt koyar; artan aşı da köpeklerin önüne döker. Akşemseddin darılıp gideceği yerde şeyhin kapısının köpekleriyle ve onların çanağından karnını doyurur. Bu alçak gönüllülük, bu teslim üzerine Hacı Bayram onu yanına çağırır, müritliğe kabul eder.”
evet İstanbul'u ben fethettim ama çiçekleri hak eden hocamdır
Fatih Sultan Mehmed Han İstanbul'a girdi. Oraya girerken ne görmüş olabilir? Bu soru sorulduğu an öğrenci düşünmeye başlar. Mantıklı veya mantıksız hiç fark etmez düşünür. Veya Fatih Hazretleri ne tür kokular almış olabilir? Bir tane öğrenci bu soruya, gül kokusu almıştır, dedi. En güzel cevabı verdi. Gerçekten de tarihi kaynaklarda, sultanın İstanbul'a girişi sırasında halk koridor oluşturmuş ve kucaklarındaki çiçekleri sultana uzatmışlar. Bazıları çiçekleri, Akşemseddin Hazretleri'ne veriyorlar. O da mahcup olup gerçek sultanı işaret ediyor. Fatih Sultan Mehmed, evet İstanbul'u ben fethettim ama çiçekleri hak eden hocamdır, diyor. Şimdi şuna gelelim: Çocuk bu bilgiye sahip değildi belki. Fakat düşündü ve en mantıklı cevabı vermiş oldu. İdealist eğitimci işte bunu başarmalıdır.
Reklam
Nitekim Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Hazretleri bu hususla ilgili  şöyle buyurur.   “Avamm‐ı Nas’a akılları miktarınca söyleyin.”
İlme‐l’ yakîn ehlinin marifeti zahiri ilimdir. Bu kişilerin sohbetleri sıradandır. Söyledikleri sözlerin hakikatini bilmezler. Hemen Allah Teâlâ kitabında böyle buyurmuştur, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem hazretleri  şöyle buyurmuştur veya büyük evliyalar  şu  şekilde buyurmuştur, derler; fakat işin aslını, hakikâtini göremezler.
Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem hazretleri: “Benim ümmetimin âlimleri Beni  İs‐ rail’in nebileri gibidir.” buyurmuştur.
Demek ki insanoğlu hep aynıymış. Yargısız infaz....
Fatih Sultan Mehmed Han Gazi, Istanbul'u fethettikten sonra 77 büyük veli ile yedi gün Ebû Eyyüb (r.a.) Hazretlerinin kabrini ararlar. Sonunda Akşemseddin Hazretleri: - Müjdeler olsun sultanım, Resulullah'ın alemdârı olan Ebû Eyyüb-i Ensari bu yerde gömülüdür, diye sık bir orman içine girerler. Akşemseddin Hazretleri ormanın bir yerinde durur. Ardından bir seccade sererek üzerinde iki rekat namaz kılar. Selamdan sonra bir secde daha yapar ve murakabeye dalar. Bazı kimseler: - Akşemseddin Hazretleri, Eyüpsultan'ın kabrini bulamadığı için utancından uykuya vardı, diye nice sözler söylerler. Bir saat sonra Akşemseddin Hazretleri, seccadeden başını kaldırır. Mübarek gözleri kan dolu tasa döner, yüzü ter içi kalır. Fatih Sultan Mehmed'e hitap ederek: Beyim, hikmet-i Huda seccademizi tam da Ebû Eyyüb'ün kabri üzerine döşemişiz, hemen şu mahalli kazsınlar, der.
Sayfa 50 - Çamlıca BasımKitabı okudu
Eyüp Sultan Camii'nin İlk Bânîsi:Fatih Sultan Mehmed Han
Kostantiniyye'nin fethinin hemen akabinde ni'me'l-emir Fatih Sultan Mehmed Han, bu şehirde medfun Ashab-ı Kiram hazarâtının nurlu kabirlerinin tespitini arzu eder. Bunun için öncelikle Müslümanların ilk İstanbul kuşatmasında şehit olduğu bütün kaynaklarda sabit olan Sahabe-i Kiram'dan Mihmandâr-1 Resûl, Alemdar-1 Cenâb-ı Resûl-i Bârî namıyla meşhur Halid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri'nin kabrinin bulunması için ni'me'l- ceyşin en büyüklerinden, âlim, fâzıl ve hekim olan hocası Şeyh Akşemseddin Hazretleri'ne müracaat eder. Bunun üzerine Akşemseddin Hazretleri, keşif ve kerametiyle Ebû Eyyûb el- Ensârî'nin (r.a.) kabrinin yerini bulur.
140 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.