Oyuncu sürekli teşhir halindedir. Sahnede ve spot ışığı altında durur. Her hareketi incelenir, saklanacak hiçbir yeri yoktur. Eğer canınız saklanmak istiyorsa, yanlış gere gelmişsiniz, demektir.
Sizin işiniz yalnızca egzersizi yapmak değil, onu bir egzersizden daha fazla bir şeymiş gibi görerek yapmak. Ya egzersizi La Scala'nın galasıymışçasına ciddiye alarak yaparsınız, ya da La Scala'nın açılışının bir egzersizden farkı kalmaz. Anlıyor musunuz?
Reklam
Size basit bir örnek vereyim. Basit bir şekilde iki kere iki dört eder deyip işin içinden çıkabilirsiniz ve dediğiniz şey fark edilmez bile. Ama iki kere ikinin dört ettiğini öyle bir şekilde söyleyebilirsiniz ki, bunun keşfi milyonlarca yıl süren bir buluş olduğu gerçeği göze çarpar. Oyuncular olarak yapmamız ve nesilden nesile taşımamız gereken de işte budur. İşin büyüklük gerektiren kısmı da budur zaten.
Dünyayla kendi sesinizle konuşmuyorsunuz. Dünyayı değiştirmiş, dünya için sıradan olmayan, dünyadan öylesine gelip geçmekten fazlasını yapmış bir yazarın sesiyle konuşuyorsunuz. Günlük konuşmadaki dilinizle önemli yazarların dili arasındaki uçurumu ortadan kaldırmak için çalışmalıyız.
Tiyatro sözcükler üzerine kuruludur. Dilin edebi kalitesine üzerine kuruludur. Konuşma tarzınızı gözden geçirmenizi istiyorum. Başkalarının konuşmasına yoğunlaşın demiyorum, ama kendi konuşmanıza özen göstermelisiniz. Yani kendinizi düzeltmelisiniz. Kendinizi disipline sokmalısınız. Kesin ve net bir şekilde konuşmayı öğrenmemiz gerekiyor. Düşüncelerinizi akıcı ve açık seçik bir şekilde ifade edebilmenizi istiyorum.
Amerikalılar yemek konusunda saplantılıdır. New York Times'ın en çok satanlar listesindeki 12 kitaptan 10 tanesi rejim üzerine. Edebiyatla ilgili hiçbir şey yok.
Reklam
Bana istemediğim bir kitabı okutmanız, kahvaltıda sırf biri masaya koymuş diye votka içmem kadar olanaksızdır.
Kaç kişi amaçsız okur? Kaç kişi salt zevk için okur? Bunun için yaşınız çok büyük. Okumak oyun için değildir, bilgi edinmek içindir. Nasıl artık üç tekerlekli bisiklete binmiyorsanız, Cin Ali'yi aşıp Dante'ye geçmenizin de zamanıdır.
Bu devirde insan yaşamına 10 yıl eklendi. Ama sonuna değil; olgunluğa 10 yıl eklemedik, ergenliğe ekledik. 28 yaşındayken hâlâ "çocuk" oluyoruz.
Size masumiyetinizden ödün verin demiyorum. Burada bulunmamızın bir amacı da masumiyetinizi eğitmek, onu korumak ve cilalamak. Ama sakın masumiyetle ergenliği birbirine karıştırmayın.
408 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.