Al-i İmran Sûresi
مِنْ قَبْلُ هُدًى لِلنَّاسِ وَاَنْزَلَ الْفُرْقَانَۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ لَهُمْ عَذَابٌ شَد۪يدٌۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ ذُوانْتِقَامٍ Bir de ayırt eden Furkan indirdi. Allah’ın âyetlerini tanımayanlar, şüphesiz onlara şiddetli bir azab var, öyleya Allah’ın izzeti var, intikamı var. Âl-i İmrân 4 هُوَ الَّـذ۪ٓي اَنْزَلَ عَلَيْكَ
Âl-i İmrân Sûresi 76. Ayet
Her kim sözünü yerine getirir ve kötülükten sakınırsa, bilsin ki Allah sakınanları sever. (3-Âl-i İmran) (3. Cüz-4. Hizb)
Sayfa 58 - Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Haziran 2015
Reklam
Âl-i İmrân Sûresi (76)
بَلٰى مَنْ اَوْفٰى بِعَهْدِه۪ وَاتَّقٰى فَاِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُتَّق۪ينَ Belâ men evfâ bi ahdihî vettekâ fe innallâhe yuhibbul muttekîn(muttekîne). Meal Hayır! (Gerçek, onların dediği değil.) Kim sözünü yerine getirir ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsa şüphesiz Allah da sakınanları sever.
Sayfa 58
Yüce kitabımızda; Allah'ın dostluğu [bk. Yunus sûresi (10), 62), ilâhî övgü [Al-i Imrån sûresi (3), 186], Allah'ın yardımına ulaşmak (Al-i Imran sûresi (3), 120), sıkıntılardan kurtulmak ve beklenmedik yerlerden rızka kavuşmak [Nahl süresi (16), 120], amellerin islahı ve günahların bağışlanması [Ahzab süresi (33), 70-71), ilâhî muhabbet [Al-i Imrân sûresi (3), 76], Allah katında makbuliyet [Hucurât sûresi (49), 13], ölüm anında müjde [Yunus sûresi (10), 63], cehennemden kurtuluş [Leyl sûresi (92), 17] ve nihayet cennette temelli mutluluğu buluş (Âl-i Imran sûresi (3), 133] olarak belirtilmektedir.
Allah Sevgisi
“Gerçekten Allah, takvâ sâhiblerini sever.” Âl-i İmrân Sûresi; 3/76
Sayfa 428 - Âlem Yayınevi
Hem Kur’an-ı Hakîm lisanıyla; “Hâlâ akıllanmazlar mı?” (Yâsîn sûresi, 36/68). Ayrıca Bkz. Bakara sûresi, 2/44, 76; Âl-i İmran sûresi, 3/65; En’âm sûresi, 6/32; A’râf sûresi; 7/169; Yûnus sûresi, 10/16; ... “Hiç düşünmüyor musunuz?” (En’âm sûresi, 6/50) “Kur’an’ı gereği gibi düşünmeyecekler mi?” (Nisâ sûresi, 4/82) gibi kutsî beyanlarla meseleyi akla havale ederek onu şahit gösteriyor, insanı ikaz ve hakikati araştırmaya sevk ediyor. Bununla ilim ehline ve akıl sahiplerine, din adına makam ve kıymet veriyor. Katolik mezhebi gibi aklı devre dışı bırakmıyor, düşünenleri susturmuyor, körü körüne taklit istemiyor.
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.