26. ayet: De ki: "Ey mülkün sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de mülkü çekip alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltırsın. Hayır yalnız Senin elindedir. Şüphesiz Sen, her şeye kadirsin."
27. ayet: Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katarsın. Diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarırsın. Dilediğine hesapsız rızık verirsin. (Âl-i İmrân Suresi)
Âl-i İmrân süresi hakkında efendimiz :
″Mahşer gününde Kur’ân ve onunla amel eden Kur’ân sahipleri getirilirler. Bakara Sûresi ile Âl-i İmrân Sûresi, onların önüne geçerler.″ Râvi der ki: ″Resûlullah Sallallâhu aleyhi ve sellem, bu iki sûre için üçer misâl getirdi ki, artık bunları hiç unutmadım.″ Buyurdu ki: ″Bu iki sûre, iki bulut kümesi yahut aralarında bir nûr bulunan siyah iki gölgelik yahut da gökyüzünde saf saf kanat açmış vaziyette uçan iki alay kuş gibidir. Bunlar, sahiplerini hararetten koruyacak ve şefaat edeceklerdir."
^...Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.
Al-i İmran Suresi,
142. Yoksa Allah içinizden cihad edenleri ayırt edip ortaya koymadan, sabır ve (sebat) edenleri belirleyip meydana çıkarmadan (kolayca) cennete gireceğinizi mi sandınız?
Âl-i İmran suresi
Sayfa 67Kitabı okuyor
Allah Resûlü (sav) öfkelenip kavmine beddua edince Allah (cc) onu uyarıyor:
Enes'ten (ra) şöyle rivayet edilmiştir:
"Uhud savaşında Allah Resûlü'nün azı dişi kırıldı ve başı yarıldı.
Başındaki kanı silmeye başladı ve şöyle diyordu: 'Peygamberlerinin azı dışını kırıp başını yaran bir topluluk nasıl kurtuluşa erebilir! Oysa kendisi onları Yüce Allah'a davet etmişti.'
Bunun üzerine Aziz ve Celîl olan Allah şu ayeti indirdi: "(Allah'ın o kafirlerin) tevbesini kabul etmesi yahut onlara azap etmesi konusunda senin elinde hiçbir yetki yoktur. Şüphesiz ki onlar, zalimlerdir."
(Âl-i İmran 128)
Sayfa 339 - Tevhid basım yayınKitabı okuyor
