Onlar ki; hem bolluk hem de darlık zamanında, servetlerinden bir kısmını Allah için harcarlar; kızdıkları zaman öfkelerine hakim olurlar ve kendilerine karşı kusurlu davranan insanları bağışlarlar.
Bir yazımın başlığı “Müslümanlar ne kadar Müslüman?” idi. Bu soruyu tuttum; çünkü meselenin özüne, Müslüman insanın yakıcı gerçeğine dokunuyor.
Maalesef birçok konuda İslâm ne demişse -özellikle son zamanlarda- Müslüman birey ve topluluklar onun tersini yapıyor. Kur’ân-ı Kerîm, bir kötülüğü, -kime karşı işlenmiş olursa olsun- “yapanın kendine
Âl-i imrân Suresi 134. Ayet/4. Cüz
اَلَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ فِي السَّرَّٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَالْكَاظِم۪ينَ الْغَيْظَ وَالْعَاف۪ينَ عَنِ النَّاسِۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَۚ
Onlar bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerler, insanları affederler. Allah işini güzel yapanları sever.
Kur'an-ı Kerim Android Mobil
T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı
Allah’a ve ahirete inanmayan kimi insanlar, dünya hayatını bir mücadele yeri olarak algılarlar; bu insanların batıl görüşüne göre, her insan hayatta kalabilmek için savaş vermeli ve bu savaşta güçlü olanlar güçsüz olanları ezerek hayatlarına devam etmelidirler. Tümüyle sapkın bir inancın ürünü olan bu görüş, insanların güzel ahlaktan tamamen