Aynada kendini kandırmayı bırak. Üstelik ayna her şeyi olduğu gibi yansıtırken yapma bunu! Vazgeç rüyadan, kabul etmekle başla her şeyi. Sevgiyi, aşkı, güzelliği, hayatının içine al. Senin olmayanı da kabul et, bu kabulleniş seni kendinden zaman zaman uzaklaştıracak. Bu uzaklaşma sana dinginlik katacak ve kibirden ve hayal kırıklıklarından uzaklaşacaksın. Böylece sakince yol alıp yine kendine kavuşacaksın. İşte o zaman aşktan bir haber olan sen gerçeğin üstesinden gelip kendinle barışacaksın. Aşka geleceksin. Aşkta göreceksin kendini. Aynalara ihtiyaç duymayıp, kendin ayna olacaksın yaşadığın hayata...
Ama tereddüt etme, tereddüt insanın yokuşudur. Yorar seni, kıvrımlarında yok olursun tekdüzeliğin. Sadeliği benimse ve kendince sıyrıl olup bitenin körelmiş bünyesinden..."
Sayfa 65Kitabı okudu
Sen daha yolun başındayken,biri yoldaki tüm dikenlerini görüp,aynı yolları sayısız kez yürüyebiliyor,senin yeni adım attığın o yolları bitirmeye yaklaşmış,senin bakmaya hazirlandığın o yerlerde tüm varlığını toplayıp geri dönmeye hazırlanıyor olabiliyor.
Anlıyorsun değil mi.. yorgunluğun vardığın mesefayle, attığın adımla uzaktan yakından ilgisi yok.
Koşsan da yetisemezdin,dursan da kaçıramazdın...
Bu yol dedikleri hesaplanabilir bı şey değil...
Ne zamanki emin oldun, sana uzanan her şeyin aslında nasibinden öte bir şey olmadığına..ne zaman ki emin oldun, kazanç sandıklarında zarar bildiklerinde senin hikayene has hediyeler olduğuna..işte o zaman gönlün,selâmete erip dinginlik kazanacak...
Daha varmamışken, çöktüğün yerde beklemekle yol kısalmayacak.Uzaklığa dermanın yetmedi diye yol bitmeyecek.
Heyecanla adım atıyorsun, koşuyorsun diye uzamayacak.
Yinede de ki;
"Allah'ım, yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat, ölüm benim için hayırlıysa canımı al!"
_İnsanlar sizi, sadece aynı yerden canları yandıklarında anlarlar.
_Dalgaların art arda gelip çarptıkları kaya gibi ol. Sağlam, kıpırtısız ve çevresinde kaynayan suların dinginleşmesini seyreden.
_Sanki ölmüşsün ve bir süre daha fazladan zaman bağışlanmış gibi doğaya uygun yaşa.
_En büyük erdem tarafsızlıktır. Duygular ise, yanlış fikirlerden
"Yıldızları seyrediyorum da görüyorum ki Rabbimiz her an bizi göklere, yükseklere çağırıyor. Ömrümüzü alçaklarda heder etmemizi istemiyor. 'Bir kuş gibi yüksel de gel yanıma; güven burada, huzur burada,' diyor. Göklerde olanlar sana yoldaşlık etsin istiyor. "Her akşam karşısına geçip ömür tükettiğin sınırlı aptal kutularını bırak, gökyüzündeki yıldızların sonsuz ışıklarına gel' diyor."
"Diyor da nefis bizi bırakmıyor ki. Geçim sıkıntısı, borçlar, geçmişin sönmeyen külleri, geleceğin endişesi, üzüntüler, sorumluluklar ve işler güçler... Her biri bir taş olup bağlanmış ayaklarımıza, çekiyor da çekiyor diplere."
"Bırak bu yer çekimlerini Feride.
Al eline Kitabı!
Oku oku ki yere serilmekten kurtul. Havalansın ayakların. Soluklansın ciğerlerin göklerden gelen inşirahla. Dinginlik kazansın bedenin. Ayaklansın ruhun.
Al eline Kitabı Feride!
Alki yerdekiler ölü toprağın olmasın,
kanat olsun da uçursun seni.
Bağlardan, suretlerden, kaybolup gidenlerden kurtarsın,
Biricik olana yükseltsin.
Al eline Kitabı Feride!
Oku ve anla ki yerde olanları gökten gelenler anlamlandırıyor."
Sayfa 99
Ufak Tefek Cinayetler
Bana kalırsa ben yanında dinlenebileceğin, gevşeyebileceğin, huzur ve dinginlik içinde ömür tüketebileceğin biri değilim. Su gibi duru ve berrak değilim mesela. Tutkuyla savaşırım, sevişirim, okurum, koşarım yani ne yaparsam tutkuyla yaparım. Yani ateşim, harlanırım hemen. Göçebeyim; bir yerde, birisinde çok kalamam. Böyleyim işte ben. Ben de böyleyim. Sağım solum belli olmaz anlayacağın. Çok güvenme bana yani. Al sana itirafın dik âlâsı!