Behiç Ak hayranı olarak sıkılmadan okuduğum ve okuttuğum bir eser.
Allaaddin bey mahallenin hiç konuşmayan sessiz bir sakini. Sabah gün doğumunu akşam da gün batımını takip ediyor. Tabiki bunlar boş şeyler değil adam işini yapıyor. Ama Memo ve arkadaşları onu uzaylı sanıyor, ona sorular soruyor. Kitap o kadar şaşırtıcı şekilde devam ediyor ki sadece sonundaki aşk kısmını tahmin edebildim. Gerçekten anlamadığımız bilmediğimiz o kadar güzel hikayeler var ki mutlaya okuyun okutturun keyifli okumalar...
Mizah ustası sanatçı Behiç Ak'tan kentsel değişim ve yitirilen değerler üzerine düşündürücü bir İstanbul öyküsü! Kardeşi Emre ve olağanüstü bir masal anlatıcısı olan annesiyle birlikte bir Boğaziçi mahallesinde yaşayan Fırat, tatil günlerinde o çok sevdiği minik Boğaz vapuruna binip karşıya geçer, balon satardı. Mahallede yüz yıllık ahşap bir yalıda oturan Meliha Hanım'sa, komşularını sık sık evine davet eder, hep birlikte gülüp söylerlerdi. Ama Meliha Hanım'ın bir gün yalıdan taşınmak zorunda kalmasıyla mahalle değişmeye, güzelliklerini teker teker yitirmeye başladı. Minik Boğaz vapuru da seferden kaldırılınca, Fırat kolları sıvaması gerektiğini anladı... Güneşi Bile Tamir Eden Adam, Alaaddin'in Geveze Su Boruları, Kedilerin Kaybolma Mevsimi gibi öykü kitaplarını tüm çocukların severek okuduğu, ülkemizin tanınmış mizah sanatçısı Behiç Ak'ın bu öyküsü İstanbul'da, Boğaziçi'nde geçiyor! Sanatçı, yine günümüzün tartışılan sorunlarından birini, çarpıcı bir anlatımla kaleme aldı. "Gelişim" adına değişip metropolleşen kentte, betonlaşmanın insanlar üzerindeki etkilerini güçlü bir gözlemle kurgulayan Ak, insan ve yaşadığı çevre arasındaki ilişkiyi duru bir üslupla, gülümseten desenlerle anlatıyor. Sanatçının öteki kitapları gibi bu kitabını da, çocuklar kadar yetişkinler de severek okuyor.
Kim bağladı eteklerine taşları gezegenlerin? Kırmızı güneşi kim utandırdı böyle ? Topumu Ay’a kim attı ? Dalgaları kim köpürttü ? İğneyi kim batırdı Dünya’ya pıss diye sönmesi için? Sularımızı kim kesti bıçakla ikiye ?