Tuhaf bir kaygının tüm bedenime işlediğini duyumsuyorum; sorunlu varlığımın geleceğinin korkusu mu bu, yoksa kendi tasalarımın yarattığı huzursuzluk mu? Böylesi takıntılarla yaşamayı sürdürebilecek miyim? Tüm bunlar yaşam mı, yoksa anlamsız bir düş mü? Hani içimde bir iblisin grotesk fantezisi biçimleniyor gibi. Kaygım bir kıyamet yaratığının bahçesinde biten bir çiçek değil mi? Bu dünyadaki tüm şeytani güçlerin kaygıma üşüştüğünü düşünüyorum —pişmanlıklar, alacakaranlık görüntüleri, üzüntü, gerçek dışılık, hepsi bir arada. Bunlarla evrene yayabileceğim şey kesinlikle bir ilkbahar kokusu değil, büyük bir çöküşün tozu dumanı yalnızca.
Sana kimse söylemedi mi? Hayat adil değil.”
Reklam
Benim fikrim değişti, asla evlenmemeye karar verdim.
Laurent ne olduğunu anlamıştı. Bir süre düşündü. Gözleriyle odadaki herkesin yüzüne bakıyordu, sonra bir anda ayağa fırladı. "Burada yarattığınız hayat beni çok etkiledi; ama arada kalmak da istemiyorum. Size karşı hiçbir düşmanlık beslemiyorum yalnız James'e karşı gelemem. Kuzeye yani Delani'deki grubun yanına gideceğim." Bir süre tereddüt ettikten sonra; "James'i hafife almayın. O çok zekidir ve hisleri çok güçlüdür. O da insanların arasında en az sizin kadar rahat edebilir. Böyle olduğu için çok üzgünüm; gerçekten çok üzgünüm." Başıyla bizi selamladı, giderken bana baktı.
Sayfa 321 - Epsilon YayınlarıKitabı okudu
Edward güneşin altında insanı şaşkına çeviriyordu. Bütün bir akşamüzeri ona baktığım halde alışamadım. Teni bembeyazdı, üzerinde binlerce elmas varmış gibi parlıyordu. Hiç hareket etmeden çimlerin üzerinde yatıyordu; gömleğinin önü açıktı, heykel gibi parlak göğsü görünüyor, çıplak kollan parlıyordu. Gözleri kapalıydı ama elbette uyumuyordu. Heykele benziyordu. Mermer gibi pürüzsüz, kristal gibi parlaktı.
Sayfa 216 - Epsilon YayınlarıKitabı okudu
Utangacliğin ruhuna alacakaranlık hakimdi Utangaçlik yarı erdemlilik yari günahkarlıktır.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.