"Yalancılar her zaman vardı, ama eskiden yalanlar tereddütle, bir parça endişeyle, biraz suçluluk duygusu ve utançla, en azından mahcubiyetle söylenirdi. Şimdi çok zeki insanlar olduğumuzdan hakikati tarif etmek için birtakım gerekçeler buluyoruz ki suçluluk duymadan gerçekleri örtbas edebilelim. Ben buna hakikat sonrası (post-truth) diyorum. Hakikat sonrası dönemde yaşıyoruz. Bu fenomen varlığını etik bir alacakaranlık kuşağında sürdürüyor. Kendimizi yalancı gibi görmeden gerçekleri örtbas etmemize izin veriyor.
Davranışımız değerlerimizle çatıştığında, genellikle değerlerimizi yeniden biçimlendiriyoruz."
Ralph Keyes
Ne yazık ki biz de bir zamanlar inanırdık! Ama dünya insanların düşünebildiği kadar sınırlı değil. Sen sanıyor musun ki küçük ve zavallı insan olduğunun yeryüzündeki sefil hayatının, ölümünün ve yaşamının, varlığının veya yokluğunun dünyada bir etkisi olacak?
Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni:
Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliçten.
Vapur düdükleri ötmededir.
Etraf alacakaranlık,
Köprü açıktır henüz.
Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam...