Kuran' ın ilk ayeti gibi "OKU" bulduğum, ulaşabildiğim, satın alabildiğim, karşısında veya yanında olduğum herşeyi okurum. Önceliğim psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve kriminoloji ama anlamakta zorlansamda kuantum fiziği vazgeçilmezim.
Bi yerlerden gelip, bi yerlere gidiyoruz. Niye bu dünya dediğimiz gezende yaşıyoruz? Ve neden yaratıldık? Bi sürü düşünür, bilim adamı ve teolog bu soruya farklı farklı teorilerle cevap vermeye çalışıyor. Fakat gözden kaçırmadıkları bir tek soru var, Tanrı mı bizi yarattı, biz mi Tanrıyı sorusunun yanıtında insanın insanla olan acımasız kavgasının nedeni ve kendi yarattığımız paraya olan hastalıklı tutkumuzun habis yayılımının hızı.
Rab ne kadarda cömert yaşayabilmemiz için her şeyi vermiş (güneş, hava, su, toprak, gündüz, gece), biz ise mümkün olabilen her şeyi satıyoruz pazarda. Güneşle hava kaldı geriye satmadığımız kısmetse oda gelecek yüzyıla raflarda........
Yaşam bilerek yada bilmeyerek arayışlar içinde çırpındığımız bir deniz. Öğrendikçe daha da çırpınırız batmamak için ve daha daha yakınlaşırız bilginin merkezine ve en yorgun halimiz ölümle yüzleştiğimiz gündür, saf bilgi yutmuştur bilincimizi.
Gerçek aşkını yaşayamamış, sıradan bir kadının sıradışı tutkusu. Aşkını yaşamın hoyratlığına teslim etmeyerek, kendi dünyasında saklama fedakarlığını "ERMİŞ" kimliği ile savunan kendi kendinin casusu bi kadın. Kadınlar kitap yazdırırlar tamam ama bu fazlasıyla sıradışı olmuş. Üstada karışacak değiliz tabi....