İdeolojiler Antik Çağdan beri uzun tartışmaların konusu olmuştur lakin maalesef Demokrasi diğer ideolojilerden daha basit olarak algılanmış ve çerçevesi çok dar olduğu görüşü hakimdir günümüzde.Mutlakiyetçilik, Faşizm, Liberalizm, Sosyalizm ve Muhafazakarlık yanında herkes Demokrasi konusunda bilgi sahibi olduğu görüşünde.Ben de arkadaşlar bu konuda eğitimimin elverdiği kadarıyla okuduğum ve okumayı planladığım birkaç kitabı tavsiye ediyorum. Demokrasinin gerçekten ne olduğu sorusuna cevap vermek için.
Demokrasi Motifleri ( Modelleri ) - Arend Lijphart
Türkiye ve Radikal Demokrasi - Fuat Keyman
Demokrasi Üzerine ( Üstüne )- R.A. Dahl
Sosyal Demokrasi (Sosyal Demokrasi Nedir, Ne Değildir?) - İsmail Cem
Siyasi Düşüncelere Giriş - Ömer Çaha
Dünyada ve Türkiye'de Siyasal İdeolojiler - Ömer Çaha, Bican Şahin
21. yyda Demokrasi Tartışmaları - Yılmaz Bingöl
Medeniyetler Çatışması - Samuel P. Huntington
Öteki olmak, Ötekiyle Yaşamak -Jürgen Habermas
Demokrasi Eleştirisi v Demarşi - Coşkun Can Aktan
Demokrasi,Poliarşi ve Demarşi - Coşkun Can Aktan
Demokrasi- Charles Tilly
Türkiye Demokrasi Tarihi- Mithat Atabay
Demokrasi Nedir? - Alain Touraine
Yurttaşını Arayan Demokrasi- Marcel Gauchet
Demokratikleşme Sürecinde Ordu- Narcis Serra
Kapitalizm Demokrasiye Karşı- Ellen Meiksins Wood
Modernleşme,Kemalizm ve Demeokrasi- Levent Köker
Demokraside Halk Her Zaman Egemendir (Yalan!)- Emilio Gentile
Demokrasi Nefreti-Jacques Rancière
Tavsiyesi olan arkadaşlar lütfen sizde iletinin altına yazmaktan çekinmeyin tavsiyelerinizi.Kitapla kalın.
Reel sosyalizmin yıkılışının ardından geriye kalan tek kutuplu dünyanın doğasını inceleyerek, toplumların geçirdiği tekno-sosyal dönüşümü ele alan ve ''artık tek sistem kapitalizm'' demek yerine insan haklarına dayalı demokratik toplumsal yapıların oluşturulması üzerine yazılmış ilginç bir kitap.
Günümüzü anlamlandırmaya çalışan toplumbilimciler,
Kadınların kurtuluş hareketlerine bir önem atfedilirse, onları kadınların en başta kendilerine karşı sahip oldukları sorumluluğun bilincinde özgür varlıkların eylemi olarak ele almak gerekir.
“Ben bir kadınım” demek, şu anlama gelir: “kadın olarak, ben bir kadın olma ve bu simgeye kendi seçtiğim içeriği yükleme hakkına sahibim. Bu seçim benim özgürlüğümün, kendimi kendime göre tanımlama, davranma ve değerlendirme yeteneğimin bir kanıtıdır.”
“Bir sosyal hareket tarihselliğin biçimi, kültürel yatırım, bilgi ve ahlak modelleri üzerindeki hakimiyeti ya da bağımlılığı ile tanımlanan bir sosyal sınıfın, bu kültürel modellere yönelmiş çatışmacı hareketidir.”
Kadınlar, kendilerini, kendi kendilerinin karşısına yerleştiriyor. Bakışları ne iseler onu algılıyor ve değerlendiriyor, bu da büyük ölçüde bilinçlerinden ve ne olmak istiyorlarsa ondan hareketle ne yapıldılarsa odur.
Kadınlar, toplumun onlara yüklediği rollerden, erkeklere göre daha fazla uzaklaşmıştır; böylece sürekli bir şekilde toplumsal normlara direnenlerle karşı karşıya yaşarlar ve daha çok antropoloji olarak adlandırılabilecek temel bir deneyimden ortaya çıkarlar.