Bir tüketim toplumu kendi içinde demokrasi-karşıtı değildir; tersine, demokrasinin işlemesine engel olan o kültürel ve toplumsal duvarları yıkar; ama modern bir toplumun işleyişinde ancak en alt düzeyi oluşturur ve kendini bu düzeyle sınırladıkça kendi seçme, tartışma, gelişme yeterliğini daraltır, böylece Herbert Marcuse’ün daha önce ileri sürdüğü gibi salt hoşgörüye indirgenemeyecek demokrasiye sırtını döner.