Zamanın düz bir çizgi olmadığı bir dünyayı hiç hayal ettiniz mi? Ya geçmişe takılı kalan, gelecekte donup kalan ya da anların dairesel olarak tekrarlandığı bir evrende yaşasaydınız… Einstein’ın Düşleri, Albert Einstein’ın 1905’te görelilik kuramını geliştirmeye çalıştığı günlerde, geceleri gördüğü hayali rüyaların izini sürüyor. Alan Lightman’ın kaleminden çıkan bu büyüleyici roman, zamanın farklı biçimlerde aktığı hayali dünyaları birer kısa öykü gibi önümüze seriyor.
Her bölümde zaman yeniden şekilleniyor: bir şehirde insanlar zamanın durduğu anları kollarken, bir diğerinde herkes geleceği görebildiği için umutsuzca kararsızlaşıyor. Bazı dünyalarda zaman geriye doğru akıyor, bazılarında ise sadece belli yüksekliklerde işliyor. Kitap boyunca zaman, alışık olduğumuz düz çizgiselliğinden sıyrılıp hayalin ve olasılığın sınırlarında dolaşıyor.
Einstein’ın Düşleri, yalnızca bilimsel bir kuramın edebi yorumu değil; aynı zamanda insan zihninin zamanla kurduğu derin, kişisel ve felsefi ilişkiye dair şiirsel bir keşif. Hayal gücüyle gerçeğin, bilimle düş gücünün sınırlarının bulanıklaştığı bu kitap, her birimizin içinde taşıdığı "ya farklı olsaydı?" sorusunu yankılandırıyor.
Zamanın esiri değil de hayal kurucusu olmak isteyenler için…
Zihninizin içinde yeni evrenler kurmaya hazır olun.
Ama nedir geçmiş? Geçmişin kesinliği bir yanılsamadan ibaret olamaz mı? Geçmiş, bir çiçek dürbünü, aniden çıkan her meltemle kımıldanan bir imgeler düzeni, bir kahkaha, bir düşünce olabilir mi? Ve kımıldanma, salınma, değişim her yerdeyse, nasıl bilebiliriz?
Geleceği sabitlenmiş dünyada yaşam odalarla bezeli sonsuz bir koridor: her anda bir oda aydınlanıyor; bir sonraki oda karanlık ama hazır. Kişi odadan odaya geçiyor, aydınlanmış odaya, o ana bakıyor, ardından yoluna devam ediyor. Bir sonraki odayı bilmiyor ama odayı değiştiremeyeceğini biliyor. Bu dünyada kişi, kendi hayatının seyircisi.
Gezgin ancak yola çıktığı kentten birileriyle iletişime geçtiğinde yeni bir zaman bölgesine girdiğini anlıyor. Giyim mağazasının büyük ölçüde gelişip şubeler açtığını veya kızının büyüyüp yaşlandığını ya da evden çıkarken komşu kadının söylediği şarkıyı daha yeni bitirdiğini o zaman öğreniyor. Mekân kadar zaman da değiştirdiğini ancak o zaman anlıyor. Yani hiçbir gezgin, hiçbir yolcu başladığı yere geri dönmüyor.
Bu dünyada zaman yerel bir olay. Birbir-lerine yakın iki saat neredeyse aynı hızla tıkırdıyor. Ama birbirlerinden uzak iki saat farklı hızda tıkırdıyor ve birbirlerinden uzaklaştırıldıkça fark büyüyor. Saatler için geçerli olan aynı zamanda kalp atış hızları, soluk alp verişler, otları okşayan rüzgâr için de geçerli. Bu dünyada zaman, farklı mekânlarda farklı hızda akıyor.