Benden on üzerinden on bu alıntıya...
Yerçekimi sebebiyle değildir ayakların yere basması.
O, tamamen, vicdan, merhamet, edep ve tevazu muhasebesi.
Yoksa ortam uçmaya çok elverişli.
Yerçekimi bedene söz geçirir ama ruh öyle durabilir mi?
Biri verir havayı, bulutların üstüne çıkar.
Gün gelir, biri iğneyi batırır.
Boş balon misali oraya buraya çarpar.
Hayat bu.
Gaza gelip yükselmemeli, sonra da ansızın sönmemeli.
Herkes kendi irtifasını belirlemeli.
Zamanı geldiğinde, kendi iradesiyle alçalmak veya yükselmek sadece erdemli olanların işi...
Sayfa 73 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Bütün bunları yazmak o kadar zor ki. Şu an bulunduğum noktada hiçbirinin olmadığını görmek… Aslında bu kadar yükselmek ya da alçalmak, daha doğrusu bu kadar ileri gitmek istememiştim hiçbir zaman. Aynaya bakıp kendimi tanıyamamak, insanın kendi anılarını bir başkası yaşamış gibi anlatması, dünyanın kendisi dahil üzerindeki hiçbir şeye kayda değer bir varoluş nedeni bulamamak ve zihnin bedenden binlerce kilometre uzakta olması o kadar korkunç ki!
Sayfa 29Kitabı okuyacak
Çocuklarla vakit geçirmek zor dersiniz.
Haklısınız.
Ve eklersiniz,
Çünkü onların seviyesine inmek gerek...
Eğilmek, alçalmak, küçülmek...
İşte bunda haksızsınız.
Asıl yorucu olan,
Onların duygularının yüksekliğine yetişebilmek için
Uzanmak zorunda olmaktır.
Onları incitmemek için,
Esnemek, uzamak, parmak ucuna yükselmek...
Janusz Korczak
"Aslında bu kadar yükselmek ya da alçalmak, daha doğrusu bu kadar ileri gitmek istememiştim hiçbir zaman.Aynaya bakıp kendini tanıyamamak, insanın kendi anılarını bir başkası yaşamış gibi anlatması, dünyanın kendisi dahil üzerindeki hiç bir şeye kayda değer bir varoluş nedeni bulamamak ve zihnin bedenden binlerce kilometre uzakta olması o kadar korkunç ki!"
Sayfa 27Kitabı yarım bıraktı
Aslında bu kadar yükselmek ya da alçalmak, daha doğrusu bu kadar ileri gitmek istememiştim hiçbir zaman. Aynaya bakıp kendini tanıyamamak, insanın kendi anılarını bir başkası yaşamış gibi anlatması, dünyanın kendisi dahil üzerindeki hiçbir şeye kayda değer bir varoluş nedeni bulamamak ve zihnin bedenden binlerce kilometre uzakta olması o kadar korkunç ki!
İnsan hayvanların en aşağı derecesinden meleklerin en yüksek derecesine yükselebilir. Alçalmak ve yükselmek insanın hâlidir. İnsan, «esfel-i safiline mi düşecek, yoksa a'lay-ı illiyîne mi çıkacak» korkusu içerisindedir.
Sayfa 83
