Babam bana denizi göstererek:
"Oğlum,sakın bunun bu haline aldanma.
Kim bilir kaç gemiyi boğmayı tasarlıyor.Seni de boğuncaya kadar, aç, çıplak ve yoksul bırakır.Sen toprağa bak."dedi
Erdem bir kuruntudan ibarettir, erdeme ibadet etmek sürekli fedakârlık demektir, mizacımızın esinlerine karşı sayısız isyanı gerektirir. Bu tür hareketler doğal olabilir mi? Doğa kendi ihlalini öğütler mi hiç? Eugenie, erdemli denen kadınlara aldanma. Onlar bizimle aynı duygulara hizmet etmezler, başka duyguları vardır onların ve çoğu zaman da daha aşağılıktır bunlar... Đhtiras, kibir, şahsı çıkarlar, çoğu zaman da onlara bir şey öğütlemeyen bir mizacın soğukluğudur yalnızca. Böyle varlıklara bir borcumuz var mı ki, soruyorum? Yalnızca kendilerini sevmekten öteye geçmişler midir? Tutkular yerine bencillik adına fedakârlıkta bulunmak daha mı iyidir. Daha mı bilgece bir tavırdır, daha mı uygundur? Bana kalırsa, al birini vur ötekine; ve tutkuların sesini dinleyen kuşkusuz daha haklıdır; çünkü bu ses doğanın tek organıdır, oysaki diğeri yalnızca aptallığın ve önyargının sesidir. Şu gördüğün organdan fışkıran tek bir damla bel. Eugenie, küçümsediğim erdemlerin en yüce edimlerinden bile bence çok daha değerlidir.
بسم الله الرحمن الرحيم
Mevla bize ne söyler?
Ey kulum! Dünya zevkine fazla aldanma geçici bu dünya.
Ey kulum! Yap dediklerimi yap yapma dediklerimden uzak dur.
Ey kulum! Beş vakit namazını kıl benden iste kuldan değil diyor.
İnsan tabiatı gereği(kendi nefsimde dahil) günaha meyil kabiliyeti vardır. Bu bizim imtihan edilen bir varlık olmamızın bir nüktesi, bir hikmetidir. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa bir gün mutlaka insan büyük yada küçük, öyle yada böyle bir günaha düşer. Asıl garipsenecek şey günaha düşmek değil(çünkü beşeriz şaşarız) günaha düştükten sonra tövbe etmeyerek günahın içerisinde kalmak, günahla yaşamaya razı olmaktır. İşte tamda burda Rabbimiz bizden ne ister denildiğinde aklımıza gelen; Rahmet kapısının her daim açık olduğunu, işlediğimiz günahlardan sonra pişmanlık ve içtenlikle onun kapısını çalmamız gerektiğini, ondan başka sığınılacak bir zatın olmadığını ve onun samimi bir tövbe ile kendisine yönelen kullarını her daim bağışlamaya hazır bir şekilde "Tevvab" olduğu aklımıza gelir.
Yasin Pişgin hocamız bu güzel eserinde
Namazda okuduğumuz kısa surelerin tefsirini anlatmış akıcı bir şekilde. Namaza durduğumuzda Rabbimizle konuşuyoruz değilmi peki okuduklarımızın manasını anlayarak okumak dahada muhteşem olmazmı? Ben çok istifadelendim özellikle tefsir okumaya niyetlenen kardeşlerim için güzel bir başlangıç olur.
Allah ölüm gelmeden uyanabilmeyi, iman ve İslam nimetinin değerini bilmeyi bizlere nasip ve müyesser eylesin. Amin
#yasinpişgin #mevlabizenesöyler #mecra #kitaptavsiyesi #kitapaşkı #instagram #okumak
Aldanma azizim şu dünyanın nakşına nakkaşına
Hazreti âdem gibi girsen hezeran yaşına
Akıbet sende bir gün gelirsin o musalla taşına
Kapatırlar seni bir hâl-i haraba yalınız
Ol karanlık geceler kendine bir yâr ara bu
Sen, ey Müslüman kardeşim, ne hayatına ne de sıhhatine mağrur olma, aldanma! Zira hiç şüphe yok ki, dünya fânidir, gelip geçicidir. Zinadan sakın, zira zina, kişinin üzerine Allah’ın gazabını ve elim azabını çeker.