Herkese merhaba
60'lı yıllarda bir kadının evde oturup çocuk bakması , yemek yapması beklenirken ben "Bilim insanıyım" deyip her türlü zorluğa, soruna göğüs geren , mücadelesi, direnişi , dik duruşu ve açık sözlülüğü ile kadınların hayatlarına dokunabilen bir karakter Elizabeth Zott. Ne acı . Yıl olmuş 2024 değişen pek bir şey yok gibi. Kadınların hala evde oturup çocuk bakmasını ,yemek yapmasını bekleyen zihniyet var. Hee bende evde oturup çocuk bakmıyor muyum? Evet canı gönülden yapıyorum. Turizm okuyup ta bana göre olmadığını anladığımdan beri geçerli bir mesleğim yok. Ayrıca anneliği çok seviyorum. Elimden geldiğince iyi anne olmaya çalışıyorum.
Elizabeth evliliği düşünmeyen, çocuk istemeyen , hayatını sadece bilim insanı olarak geçirmek isterken sevdiği adamı kaybedince bir anda herşey alt üst oluyor ve bekar bir anne olarak televizyonda yemek programı sunucusu oluyor. Kitapta cinsiyet ayrımcılığı, kadınların aşağılanması, cinsel istismar gibi bir çok konuya değinilmiş. Verdiği mesajları sevdim. Başlarda biraz durağan olsa da sonrasında gayet güzel gitti. Yazarın ilk kitabıymış ve 64 yaşında yazmış. Keşke daha çok kitap yazsa dediğim yazarlardan biri oldu. Kitabın arka kapağında "gülmekten kırıp geçiren mizahı" cümlesine anlam veremedim. İnce ince mizah vardı ama öyle kırıp geçiren değil sadece tebessüm ettim. Aldanmayın bu cümleye. Gayet ciddi ciddi ama severek okudum. Herkese de tavsiye ederim. Özellikle hemcinslerime.