Adına yakılan mumlar İsa'nın
Yana yana bitti umutsuz
İsa, resimleri kadar güzel değildi
Biri kardeşliğimi aldı gitti
Şimdi ben delice yaslanmak istiyorum
Şimdi insanların yalnız kolları var.
Musa Çelebi, Edirne’de idareyi ele geçirdiğinde dönemin önemli âlimlerinden Şeyh Bedreddin’i kadıasker olarak tayin etmişti. Çelebi Mehmed kardeşini mağlup edince, Şeyh Bedreddin’i görevinden aldı ve ona maaş bağlayarak İznik’e sürdü. Şeyh Bedreddin, Börklüce Mustafa’yı Aydın ve civarına gönderdi. Börklüce Mustafa, bölgede geniş bir taraftar kitlesi toplayınca devlet için tehlike oluşturdu. Durumun farkına varan Şeyh Bedreddin, İznik’ten kaçıp Kastamonu’ya gitti. İsfendiyaroğulları’ndan destek bulamayınca Dobruca’ya geçti.
Osmanlı kuvvetleri harekete geçerek Karaburun’da bulunan Börklüce Mustafa ve Manisa civarında bulunan Torlak Kemal’i mağlup ettiler. Bâyezid Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri de Rumeli’de Şeyh Bedreddin’in çevresindeki adamları dağıtıp şeyhi yakaladılar. Sultan ulemadan bir meclis kurarak Şeyh Bedreddin hakkında karar vermelerini istedi. Ulema, Şeyh Bedreddin’in öldü rülmesine karar verdi ve Bedreddin Simâvî 18 Aralık 1416’da Serez’de asıldı.
Yaşayamadığı için aşık olmak zorunda kaldı. Başına bela aldı. Tarih, felsefe, edebiyat derken yaşlandı. Bir tas ayran içti. “Çözdüğün problem, seni çözmüyorsa geç gitsin,” dedi. Geçti gitti.
Muzaffer Oruçoğlu.