ÖLÜMÜ BEKLERKEN Sanırım yaşlandığımdan olsa gerek, eskisi kadar ilgimi çekmiyor çamurunda oynadığım topraklar. Dibine uzanıp da yapraklarının arasında hayallere daldığım elma ağacıyla, aramıza bir soğukluk girmiş. Nedendir bilmem en derine saklanmış anılar, kapının asma kilidini açmaya başlamamla gün yüzüne çıkmaya başladı. Sanki belleğimin
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Reklam
Vakit öğleni geçmişti. İnsanın yüzüne alev alev vuran yakıcı güneşin etkisi azalmıştı. Rüzgar yoktu lakin evin yanında akan derenin başındaki iğde ağacının yapraklarının hışırtısı ve kokusu insana huzur veriyordu. Bir müddet ağacın gölgesinde oturdu. Kokuyu içine çekti. Sonra yokuş yukarı yürümeye devam etti… Zeynep’in annesi ile birlikte
218 syf.
10/10 puan verdi
Dünya klasiklerine başlangıç için gayet güzel hafif anlamlı bir kitap.Okumam sadece bir kaç saatimi aldı ve gayet dolu bir kaç saat geçirdim.Kitapta bir hayalperestin bir gece vakti tanıştığı Nastenka ile geçirdiği dört gecesi anlatılıyor ve insanların ne kadar dengesiz ve kararsız olduğu bir kez daha gözler önüne seriliyor.Ahh Nastenka son sayfalarda özelliklede tahmin edilemeyen bir son olması çok hoşuma gitti Dostoyevski ve dünya klasiklerini okumaya başlama niyetindeyseniz ilk sıralarda yer alması gereken bir kitap.İyi okumalar :)
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202075,1bin okunma
Poyraz Musa da tepeden tırnağa apaktı.Karşı dağların ardı aydınlanınca deniz menevişledi. Denizin üstünde çok mor, çok turuncu, çok yeşil, çok sarı, çok kırmızı ışıklar kaynaşmaya başladı. Poyraz Musa, başını kaldırıp karşıya bakınca az ilerdeki adayı gördü, hızını kesti, kayığı durdurdu, ayağa kalktı, kollarını açtı, derin bir soluk aldı, kayık sağa sola hafiften sallanıyordu. Bir tansıkla karşı karşıyaydı. Ada pespembe bir ışığa batmıştı. Pembe ışık denize yansımış inceden dalgalanıyordu. Poyraz Musa, günün ucu gözükünceye kadar olduğu yerde, kayıkla birlikte sallanarak orada öyle, kendinden geçmiş durdu kaldı. Önce denizin aklığı kaydı gitti, bir anda gözden silindi. Ardından denize yansımış şeftali çiçeklerinin pembesi birden uçtu gitti adanın üstüne kondu. Yıldızlar parladı söndü. Bir balık, nerdeyse bir çocuk boyu, denizden fırladı, havada çakarak, çelik mavisi, çelik yeşili, çelik moru, çelik kırmızısı ışıklarını fışkırtarak, geri düştü. Balıklar, büyüklü küçüklü arka arkaya denizden fırlıyor, ışıklarını havada bırakarak denize geri düşüyorlardı. Denizin üstü bir çocuk boyu pul pul oldu.Poyraz Musa gülümseyerek yerine oturdu, küreklere yapıştı, kayığın burnunu gündoğuya doğrulttu, kıyı kıyı gitmeye başladı.
Ve insan yalnız kalmıştı. Hüznün derinliklerinde yüzüyordu. Etrafındaki tüm hayvanlar ona yaklaştı ve şöyle dediler: 'Seni bu kadar üzgün görmek istemiyoruz, ne dilersen dile, senin için gerçekleştirelim.' İnsan dedi ki; 'Daha iyi görmek istiyorum.' Akbaba dedi ki; 'Görüşüm senin olsun, al. İnsan dedi ki; 'Daha güçlü olmak istiyorum.' Jaguar cevapladı; 'Benim kadar güçlü olacaksın.' Sonra insan dedi ki; 'Yeryüzünün sırlarını öğrenmek istiyorum.' Yılan dedi ki; 'Hepsini sana ben göstereceğim.' Böylece, insan hayvanlardan aldığı bütün özelliklerle beraber gitti. Onun ardından baykuş, geride kalan hayvanlara dönerek şöyle dedi: 'Artık insan daha çok şey biliyor ve daha çok şey yapabilir. Artık ondan korkmaya başladım.' Geyik şöyle cevapladı onu; 'İnsan, ne istediyse aldı. Artık üzüntüsü bitecek. Ancak baykuş böyle düşünmüyordu: 'İnsanda hiçbir zaman dolduramayacağı bir boşluk gördüm. Onu üzen ve devamlı istemesine sebep olan şey işte bu boşluk. O almaya devam edecek. Ta ki yeryüzü ona şöyle diyene dek: 'Artık bende sana verecek hiçbir şey kalmadı. "Apocalypto" Filminden.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.