Ebu Musa el Eş'arî (Allah Ondan razı olsun)'ın anlattığına göre: Bir gün evinden abdest alıp çıktım, Rasûlullah'tan hiç ayrılmayıp bu günü onunla geçireceğim dedim. Mescide gelerek oradan peygamberi sordum. Şu tarafa gitti dediler. Sora sora izini takip edip nihayet Eris kuyusu'nun bulunduğu bahçede oturur buldum. Peygamber tuvalet ihtiyacını
Sayfa 400
Büyük ölçü
Cenk başlarken şanlı Sahabi Âmir Hazretleri, bütün güciyle salladığı kılıcın kendisine değmesini önleyemedi ve kendi silâhıyla şehid oldu. Bazıları dediler: — Âmir'in iyi âmelleri hep hebâ olup gitti. Allah'ın Resûlü iki parmağını bitiştirip buyurdu: — Yanlış! Âmir'e iki sevap hâsıl oldu, Hem çile, ıstırap, hem de cihad... Böylece, dinin
Sayfa 395 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARI / 60 KALE KAPISIKitabı okudu
Reklam
Fransız eğitimi almış, Mao ve Aydınlanma hayranı olan Saloth Sar, "Pol Pot" ismini aldı ve "Büyük İleri Atılım ve Kültür Devrimi'ni Terör Dönemi'yle birleştirdi: 1975, Sıfır Yılı adını aldı. Herkesin tarlalarda çalışmaya zorlanmasıyla şehirler boşaldı; kolektif çiftliklerin kötü yönetilmesi sonucu milyonlarca kişi öldü, keyfi katliamlar arttı ve durum kötüye gitti. 1978 Noel'inde başlayan Vietnam istilası çoğu kişi için bir tür kurtuluş oldu.
3 Haziran 1963 günü sabahı da genelde olduğu üzere saat 07.30’da uyandı Nâzım, yatağından kalktı, posta kutusuna bakmak için kapıya gitti. Gelen mektupları ve gazeteleri aldı, geri dönerken dizlerinin üstüne çöküp kaldı oracıkta. Eşinin ayak seslerini dinliyordu Vera, geri dönmeyen eşi için telaşla yatağından kalktı, Nâzım’ı gazete ve mektupların arasında yerde buldu. Mavi gözleri yarı açıktı ya, bilinci kapanmıştı. İlk yardım çağırdı hemen; ama Kremlin Hastanesi’nden bir doktor ekibiyle geldiğinde yapacak bir şey kalmamıştı artık. Nâzım Hikmet hayata veda etmişti. Pasaportunu bulmak için Nâzım’ın ceketinin ceplerini karıştırdı Vera, kendi fotoğrafıyla karşılaştı. O fotoğrafın arkasında “Vera”ya başlıklı şu şiir yer alıyordu: Gelsene dedi bana Kalsana dedi bana Gülsene dedi bana Ölsene dedi bana Geldim Kaldım Güldüm Öldüm
Okuyamadığı, okumaya fırsat bulamadığı ya da daha başından okuyamayacağını bildiği kitaplar aldı, masanın üstüne, etajere, şuraya buraya bırakıp unuttu gitti, yenilerini aldı.
Yaşımı dert etmezdim seni görene kadar ama şimdi ediyorum. Erkenden ölüp seni burada yalnız bırakmaktan korkuyo­rum.Korktuğu gibi de oldu; elli beş yaşında, pankreas kanserinden öldü Murat Bey. Sevgisini de aldı gitti, geriye üç kuruş emekli maaşı ve buz gibi bir ev bıraktı.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.