"Sırp Prensi Osmanlı Devleti'nden toprak talep edince Sultan Abdülaziz, "Hay hay yalnız biz aldığımız fiyata veririz. diye cevap vermişti. Aldığımız fiyattan kastı, binlerce şehit kanı demekti.."
Gazi Mustafa Kemal, 1 Mart 1922 tarihli nutkunda, köy ve tarım sorunlarına artık eskisinden farklı bir açıdan bakılacağını bildirdi. Sözlerinin özeti şöyle idi: "Milletimiz, çiftçidir. Köylü, Türkiye'nin gerçek sahibi, efendisi, gerçek üreticisidir. Yedi yüz yıldan beri kanını akıttığımız, kemiklerini yabancı topraklarda bıraktığımız, emeğini elinden aldığımız, fedakârlıklarını nankör bir davranışla karşıladığımız köylüye gereken saygı gösterilecektir. Mutluluk ve refah, köylünün hakkıdır. Tarım sektörünün emeği, modern iktisadi tedbirlerle en yüksek düzeye çıkarılmalıdır. Köylünün bilgisini artırmak, teknik araçlar kullanmasını sağlamak ve emeğinin karşılığını vermek, iktisat politikamızın ruhu olacaktır. Tarım ürünlerimiz dış rekabetten korunacaktır. Tarım, milli ekonominin temelidir." "Çiftçiye tohumluk verilecektir. 'Ziraat Bankaları' tarım araç ve gereçlerini uygun fiyata dağıtacaklardır. Ürünlere iç piyasada sürüm sağlanacaktır."
Sayfa 21 - Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ona ; -"Yumurtaları ne kadara satıyorsun?" diye sordu." Yaşlı adam cevap verdi, -"Tanesi 1 lira hanımefendi" deyince, -"5 liraya 8 yumurta alacağım, yoksa gideceğim. ' ' ' Yaşlı satıcı şöyle cevap verdi: -"Gel istediğin fiyata al. Belki de bu iyi bir başlangıç olur çünkü bugün tek bir yumurta bile satamadım" Yumurtaları aldı ve kazandığını (!) hissederek çekip gitti. Süslü arabasına bindi ve arkadaşıyla lüks bir restorana gitti. Orada, o ve arkadaşı, istedikleri her şeyi sipariş ettiler. Biraz yediler ve sipariş ettikleri birçok şeyi de yemeden bıraktılar. Sonra hesabı istedi. Fatura ona 150 TL'ye mal oldu. 200 TL verdi ve üstü kalsın dedi! ▪Mesele şu ki, Neden her zaman muhtaç olanlardan satın aldığımız zaman güç bizde oluyor? ▪Ve neden biz ihtiyacı olmayan insanlara karşı cömert olduk? ▪Babam, ihtiyacı olmasa bile yüksek fiyatlarla fakir insanlardan basit ürünler satın alırdı. Bazen onlar için gereksiz şeyler alırdı fazladan para öderdi. Bu rol beni endişelendirdi ve ona, -"Neden böyle yapıyorsun.?" diye sormuştum Babam şöyle cevap vermişti : -" Bu, insanların onurunu kırmadan, yapılan yardımdır.
-"Yumurtaları ne kadara satıyorsun diye sordu." Yaşlı adam cevap verdi, -"Tanesi 1 lira hanımefendi" deyince, -"5 liraya 8 yumurta alacağım, yoksa gideceğim. ' ' ' Yaşlı satıcı şöyle cevap verdi: -"Gel istediğin fiyata al. Belki de bu iyi bir başlangıç olur çünkü bugün tek bir yumurta bile
Bu arada Fuat Paşa'nın sadece esprilerle Osmanlı varlığına saygı toplamaya çalıştığı da her halde dikkatlerden kaçmamıştır. "Girit'i kaça verirsiniz?" diyene "Aldığımız fiyata (27 yıl savaş)" yanıtıyla; "En güçlü devlet Os- manlı'dır, zira siz dışarıdan biz içeriden yıkamadık" sözleriyle paylaşmacıları susturmayı becermesi kuşkusuz kolay unutulacak birer diplomasi dersi değildi
Sırp Prensi Osmanlı Devleti'nden toprak talep edince Sultan Abdülaziz, "Hay hay yalnız biz aldığımız fiyata veririz." diye cevap vermişti. Aldığımız fiyattan kastı, binlerce şehit kanı demekti.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Kitap fiyatları
Artan döviz kuru ile birlikte, SEKA'nın da kapatılmasıyla kitap fiyatlarını uçurdu. 2-3 sene öncesinde 4-5 kitap aldığımız fiyata 1 kitap zor alınıyor. Yayıncılar Birliği 2 yıldır konuya dikkat çekmeye çalışıyor ama artık gerçekten kitap fiyatlarına bir çözüm bulunmalı.
Aldığımız Fiyata
Keçecizâde Fuad Paşa’nın Rusya’da bulunduğu sırada bir davette Rus çarı, Keçecizâde Fuad Paşa’ya takılır. "Paşa şu Girit’i bize satın!" der. Paşa, "Hay hay ekselans, satalım" der. Çar, "Kaça satarsınız?" diye sorunca da, "Aldığımız fiyata satarız!" der. Osmanlı’nın Girit’i alması yıllarca süren bir mücadele ve binlerce şehidle olmuştur. Keçecizâde Fuad Paşa’nın "aldığımız fiyatla" ima ettiği fiyat budur. Rus çarı bu fiyat karşısında susmuştur. Semerkand Takvimi
Tanıdık zaman
Tükenenin, eskiyenin, kırılıp dökülenin yerine konması gereken herhangi bir nesne, aynı fiyata alınamıyor, en kötüsü arandığı zaman bulunamıyordu. Fiyatlar yükseliyor, aldığımız aylık alım değerini durmadan yitiriyordu.
Tükenenin ,eskiyenin, kırılıp dökülenin yerine konması gereken herhangi bir nesne, aynı fiyata alınamıyor,en kötüsü arandığı zaman bulunamıyordu. Fiyatlar yükseliyor, aldığımız aylık alım değerini durmadan yitiriyordu.
Reklam
Bir çikolata meselesi...
Gzt'nin "Marka Günahları" serisinde bu hafta Nestle ele alınmış. Videoda "Dark Side of Chocolate" isimli 45 dakikalık bir belgeselden de bahsediliyor, youtube'da bulabilirsiniz. Dili ingilizce ama cümleler çok da ileri düzeyde değil. Beni oldukça etkileyen bu belgesel üzerine birkaç cümle söylemek
"Girit'i kaça verirsiniz?" diyene "Aldığımız fiyata (27 yıl savaş)... Serasker Fuat Paşa
Sayfa 48
Keçecizade Mehmet Fuad Paşa
"Fransız diplomat sorar: “Girit’i kaça satarsınız?” Fuad Paşa yanıtlar: “Aldığımız fiyata!” (Yani 25 yıl savaşarak)"
Sayfa 455
86 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.