Bir insanın başına ne gelirse meraktan gelir diye boşuna dememişler. Kitabın başında yazar uyarı yapmış, kitap +18 denilmiş, konusunu az buçuk duymuşsun, ee derdin ne senin be Deniz! Rahat duramadım, sırf sonu bomba diye okudum kitabı ama resmen korku filmi gibiydi. Gerim gerim gerildim okurken :(
Okurken bir karakterden bu kadar nefret ettiğim
Alıntılarımı da ekledikten ve parmaklarımı birbirine geçirip şöyle bir çıtırdattıktan sonra sıra geldi "Tutku Oyunları" serisine ilişkin yorumumu yazmaya.
Söyleyecek çok şeyim var. Öncelikle yapılmış olan yorumlara değinmek isterim. Eleştiriler, serinin ilk kitabındaki şiddete yönelikti. Bu beni seriyi okumaktan alıkoymuştu. Şöyle ki;
Tutku Oyunları çıkalı çok olmadı, yaklaşık bir hafta oldu.Bloglarda yorum da yok henüz, ilk yorumlardan olacak sanırım :) Umarım hakkını verebilirim.
Bu kitapta güçlü arzular var ve size bir spoiler vereyim; bu arzular sadece cinsel içerikli değil.Kitaptan çok etkilendim ama şiddet maalesef o kadar da ütopik bir durum değil.Kitaptaki şiddet neden peki? İtaatkar - hakim ilişkisi.Bu nasıl bir furyaysa hala yankıları sürüyor.
Kitap altı yüz küsür sayfa.Sıradan günümüz aşk/erotika romanlarından olmadığı için bu durum anlaşılır.Sıkıcı değildi, gözünüz korkmasın.
Karakterimizin ortalama bir hayattan lükse, büyük bir malikaneye ve etiketine bakmadan kıyafet almaya alışma sürecini okumak özellikle keyif verdi bana.Bunların etkisi olmuş mudur bilinmez ama çok güçlü bir karakter oldu, ikinci kitapta daha da iyi olacağına eminim.
Arkadya'nın kalitesi yine kendini göstermiş.Özellikle ayracı ve kalın bir kapağı olması konusunda oldukça başarılı buldum.
İkinci kitap için bize intikam vadediyor yazar ve ben merakla bekliyorum.Tutkulu ve can yakıcı bir kitaptı.Herkesin okuyabileceğini düşünmüyorum, kesinlikle sıradan değil.
Serinin ikinci ve son kitabını beraber yazayım dedim zaten büyük bir olay yok sonuçta . İlk kitabın sonunda kız triple basıp gitmişti . İkinci kitapta 6 hafta geçmiş Colton kıza hediyeler yolluyor arıyor falan Ally hala ne cevap yazıyor ne iletişime geçiyor . Kızda bu arada adam hakkında son sürat yazısını hazırlıyor oradan voliyi vuracak ya aklınca . Sonra adam bunu cart diye kaçırdı kendi evine hapsetti . Lan ne oluyor dedim odaya koymuş 3 tane kitap yok köle nasıl olunur yok efendi köle dinamiği manyağa bak oldum . Şimdi her şekil kitap okurum ha iyi çıkar kötü çıkar o ayrıdır . Benim sınırım karşılıklı rıza olması Aleatha Romig Tutku Oyunları serisinde mesela sinir krizi geçirdim ladam kadının kolunu falan kırdı kadın ölümden döndü sokayım böyle işe demiştim . Neyse bu o kadar değildi ikinci kitap bu şekil geçti . Tabi kadın ayrı embesil ben kimim ki beni böyle bir adam deli gibi istiyor kaçırıyor diyor . Ve bunu düşünüp mutlu oluyor adama aşık oluyor bumudur dedim aşık olma sebebin yani peki o zaman . Son kitapta bu asla alt yapısı olmayan ikili aşık ve tabi kızın yazdığı makale işteki çekiştiği kızın eline geçmiş yayınlanacak bunlar onu engellemeye uğraştı vs .
Millet yine basmış yüksek puanları ben başka kitap mı okuyorum anlamıyorum bazen cidden .
Risky LoveVivian Ward · Independently published · 01 okunma
O son... muazzamdı!
Zaten olayların akışından dolayı değil, sırf sonunu (yazarın nereye varacağını) merak ettiğimden başından kalkamadan tek günde bitirmiştim.
Kitabın Türkçe çeviri adını sevmedim. Kitabın konusuna uymuyor ve içeriğini farklı düşünmenize sebep oluyor. Mesela ben; günümüzün klişeleşmeye başlayan, klişeleştikçe tiksinçleşen cinsel içerikli kitaplarından biri olduğunu sanarak kitaba yüz çevirmiştim.
Oysa yazar sahneleri detaylıca yazmamış bile, sadece olduğundan bahsetmiş. Hatta kitabın başında olay örgüsünden dolayı bir iki sahne olsa bu kitaba fazlalık kalmazdı.
Demek istediğim bu saf kızın, zengin erkekle yalnızca seks anlaşması yapıp sonrada aşık olduğu bir hikaye değil. Kızımız sarhoş kafa boş peçete imzalayıp ardından Anthony'nin eline düşüyor. Tecavüze uğruyor, şiddete en ağır şekilde maruz kalıyor, hapis hayatı yaşıyor vs. vs. seçimler yapıyor ve sonuçlarına katlanıyor.
Anthony bana "Kız gerçekten stokholm sendromuna yakalanmış olsun. Lütfen, lütfen, lütfen..." dedirten, uzun zamandır okuduğum en psikopat karakterdi.
Yaş farkını sevmedim. Hayır, daha doğrusu yaşlarını sevmedim.
Güzel bir giriş kitabıydı, ikinci kitabın daha dolu dolu olacağını umarak hemen okumak istiyorum!