birkaç gün önce bitti. şimdi paylaşma fırsatı buldum.
Su Adamı, fuarda lise öğrencilerinin ısrarla sorduğu kitaptı. öğretmenleri tavsiye ediyormuş. okullarda tavsiye edilen BK romanı olduğunu bilmek ziyadesiyle mutlu etmişti beni ve kitap ayrıca meraklandırdı.
tatlış bir bilim kurgu romanı okuduğumu söyleyebilirim. bilime az yer verilmiş olsada varlığını hissettiriyor. kurgusal yönden gayet güzel olduğunu söyleyebilirim. içine azıcık romantizm serpiştirilmiş, bu kısmı bana ilginç geldi. fakat kurguya çok ters düşmediği için ve konu aşk çemberinde dönmediği için baymadı.
akıcı ve sade bir dil kullanılması konudan koparmıyor. tabii burada çevirmenim mahareti de önemli. detaylarda boğmadan konu, konum ve karakterler hakkında bilgi vermesi güzel bir ayrıntıydı.
konu suda yaşayan yarı balık yarı insan karakterin etrafında dönüyor. para ve şöhret hırsının insanı nasıl bozduğu, sadelik ve bilgeliğin insana nasıl yakıştığını anlatıyor. Rus yazar güzel bir maharetle işlemiş konusunu.
kitabın sonlarına doğru yapılan birkaç sayfalık din ve bilim tartışması ayriyetten hoşuma gitti. hangi zamanda yaşarsan yaşa, hangi dinden olursan ol konu aynı; engizisyon mahkemelerinin on parmağı bilimin omzunda. neyse... bu derin mevzuya girmeyeceğim. kitap gereğince değinmiş.
kitabın (bana göre) biraz kolay havası var. Bununla birlikte derin mesajları olan yerler de var. hani bilimkurgu tarzından korkulduğu gibi uzay-muzay yok. korkutucu canavarlar da yok. tadı tuzu da var, aşkı da var, idealistliği de var. işte tüm bunlar BK tarzına adım atmak için harika bir seçenek olma özelliği getiriyor.
tavsiyemdir. okuyunuz.