Aslında oklar geriye doğru akın ediyor ama aralarındaki bir tür kahraman, etrafı konformist siyah oklarla çevrili kırmızı bir ok, meydan okurcasına ileri giderek konformizmin aksi yönüne doğru ilerlemek için liderlik ediyor.
Sayfa 23 - Anton Stankowski, 1972 | Der Pfeil: Spiel, Gleichnisi Kommunikation (Ok: Oyun, Alegori, İletişim)Kitabı okuyor
Ayakta kalması, yaşaması gerekiyordu, savaş veriyordu. Uğraştı, didindi, sürekli gündemde tutmasını bildi kendini. Yoksa nasıl yaşardı, kim bakardı ona?
"Bağışlamak," diye düşündüm, bu sözcük, normal, uygar insan ilişkilerinde kullanılabilirdi ancak. Onunla yaşadıklarımızı hangi etiğe sığdıracağımı çıkaramıyordum. "Bir etik yoksunluğu yok muydu hepimizin hayatında?" dedim.
Sayfa 65 - ben sana çok kızgınım aslında cân, eskiden alıntılarımı okur, benimle ilgili her detayı mıhlardın bir yerlere, şimdi kim bilir kaçıncı uykundasın.
Sonunda da bütün caddeler gibi o da başını alıp gitmiştir. Tek soluk alınacak yerin de Cihangir olduğunu bildiği için, orda adını sanını silip yoklara karışmıştır.
Sayfa 30 - Sıraserviler Cd. | her fırsatta cihangire inip kıraathanede kivi çayı içmek.Kitabı okuyor