Her şey konuyor, dili var. Çünkü yaşıyor. Biz olan her şey yaşıyor. duymuyoruz diye bunları nasıl inkâr ederiz? Ayağımızın altında ezilen bir ottan, bir toprak zerresine kadar her şey konuşuyor. Çünkü hayat nizamı içindedir. Başka türlü yaşanmaz. Sırrına eremediğimiz ve eremiyeceğimiz bir âlemin içindeyiz ki sade hayat!... Ölümün, yokluğun nam ve nişanı yok. Çünkü var olan her şey yaşiyor. Müsaade ederseniz ben de yaşıyorum. Ali Nihad Tarlan
Nizâm-ı Âlem Ahlaktan Mücerred Var Olamaz
Ahlak dediğimiz şeyden bahsederken evrensellik taşını oynamak dürüst bir aklın kârı değil. Çünkü Batı âleminde bugün mültecileri kapı dışarı bırakmak çok daha ahlâkî(!)olarak tebarüz ediyor. Bâtı âlemini boşverin, kendimize dönelim, Suriyeli'lerin bu ülkede ne işi var sesi birçok kez kulaklarımızı tırmalamadı mı? Cemiyete nizam verecek bir sistem ahlakdan hâli olarak bunu başaramaz. Yani Nizâm-ı Âlem ahlak göz ardı edilerek sağlanamaz. Çünkü insanoğlu kalbine hitap etmeyen bilgiden de sesden de etkilenmez. Birtakım cezalar belki caydırıcılıkları itibariyle birtakım rezaletlere engel olurlar. Kaldı ki bu cezaların tepede bulunanlara işlemeyeceği, teğet geçeceği işten bile değil. Demoklesin kılıcı iktidarı kesmedi hiçbir zaman. Kesmeyecek de çünki bu kılıcı tutanlar iktidarın tâ kendisi.
Reklam
"Nizâm-ı âlem (âlemin düzeni) için, dinsiz bir padişahın (liderin) adâleti, dindar bir padişahın (liderin) zulmünden daha iyidir." Abdurrahman Câmiî (Molla Câmiî)
Hadis-i Şerifte Buyuruldu ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), rüku yaptığı zaman: "Allahümme leke reka'tu ve bike amentü ve leke eslemtü ve aleyke tevekkeltü ente Rabbiye, haşaa semi ve basari ve lahmi ve demi ve izami lillahi Rabbi'l'alemin, (Ey Allahım sana rüku yapıyorum, sana inandım, sana teslim oldum, sana tevekkül ettim. Sen Rabbimsin, kulağım, gözüm, etim, kanım ve kemiklerim Alemlerin Rabbi olan Allah önünde haşyette, tezellüldedir." [Bu rivayet Müslim'de gelen uzun bir rivayetin bir parçasıdır (Salatul-Müsafirin) 201, (771)] Kaynak : Nesai, İftitah 104, (2,192) Açıklama : 1- Son üç rivâyet, Resûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm)'ın rükûdan doğrulurken olsun, iki secde arasındaki doğrulmada olsun muhtelif tesbihler okuduğunu göstermektedir. 2- Okunan duada geçen kelimeler ma'lum ise de şârihler şu Açıklamayı sunarlar: "İstenen mağfiret insanlara karşı işlenen günahların affı ve ibâdetlerde yapılan kusurların bağışlanması içindir. İstenen rahmet, amelin karşılığı olan rahmet değil, Allah'ın lütfuna, keremine lâyık olan rahmettir veya "ibadetimi kabul etmek suretiyle rahmet kıl" demektir. Zenginlik talebinden maksad gönül zenginliği, dünya ve madde karşısında istiğna ve tokgözlülük talebidir. Rızk talebinden maksad temiz ve helâl rızık, ihtiyaçları karşılayacak rızıktır veya mânevî derecelerde veya uhrevî yüksek derecelerin kazanılmasında yardımdır. 3-Hadis, ayrıca, oturma sırasında iki secde arasında bu kelimelerle dua etmenin meşrû olduğuna delâlet eder.
en sevdiğim. sesli okumak çok başka bir duygu..
Allah adın zikredelim evvela, Vacib oldu cümle işte her kula. Kim ki, Allah adını önce ana, Her işi kolay eder Allah ona. Allah adı olsa her işin önü, Asla ebter olmaz o işin sonu.
Mevlidi Şerif
Allah adın zikredelim evvela, Vacib oldu cümle işte her kula. Kim ki, Allah adını önce ana, Her işi kolay eder Allah ona. Allah adı olsa her işin önü, Asla ebter olmaz o işin sonu.
Reklam
69 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.