● Camına, Türklüğün - İslamlığın - Nizâmı âlemin üç hilalini asmış olan bir haneyi it köpek seviciler taşlamış, nasıl gidiyor Erdoğan cezalandırma seansları ? ● Ey İslam'ın müdafii'leri; Menzile giden ödenekleri kesen belediye başkanı'na öylece bakacaksınız. Nasıl ama ? ● Etimesgut Turgut Özal köprüsündeki Resûlullah'ın hadisinin üzerine - Teşekküler Etimesgut pankartı asıp kapatan Erdal Beşikcioğlun'a gidip Nizâmı âlem için can veren ülkücüleri arkadaşlarınızı anlatsanıza ? - Söyledik, Türkiye konum ve önemi açısından - bi de şunu deneyelim - lüksüne sahip bir memleket değildir !
Alp Eren YILDIRIM
Alp Eren YILDIRIM
İslâm düşüncesininin sahip olduğu Allah'ın vahdâniyeti inancının başlıca icaplarından biri, insan hayatına hükmetme yönünden uluhiyete ilişkin özelliklerin tümünü yalnızca Allah'a tahsis etmektir. Gerek inanç ve düşünce bazında, gerekse de duygu ve ibadet boyutunda ilah olarak yalnızca O'nu tanıdığımız gibi bu hususta da sadece
Sayfa 323 - BekaKitabı okudu
Reklam
·
Puan vermedi
Bir Padişaha Geçiş: Tekil Önemi
Bir Padişaha Geçiş: Tekil Önemi            ༄ ༄ ༄ Osmanlı kurumunun Ortadoğu ve Balkan milletleri koruma ve yönetme serencamı altı yüzyıl sürdü. İhtiyaca binaen özgür ve güvenli toplum anlayışıyla ilk iki asrı kapsarken, Avrupa ve diğer coğrafyalarda daha fazla toprak ve vergi gayretiyle en geniş sınırlar 16. ve 17. yüzyıllara
Sarsılan Saray
Sarsılan SarayGilles Veinstein · Kronik Kitap · 20234 okunma
Cinis'ten, içimde, biri ölümünün eşiğinde bekleyen, öbürü hayatın kapısından henüz girmiş bu iki insanın bende uyandırdığı bir yığın düşünce ile ayrıldım. Harp yıllarının iskelet takırtılarıyla dolu dünyası içinde, dört bir yanı kavrayan yangın ortasında, onlar benim için yeni bir âlemin, asıl insanlığın dersini verir gibiydiler. İnsanlar çalışırken ne kadar mesut oluyorlar! Yaratmanın hızı, onları içlerinde kavrayıp kurduğu zaman bu ölüm makinesi ne kadar güzel, ne temiz bir âhenkle işliyor! Sonra insanoğlu mesut olunca bütün varlık nasıl değişiyor, ölüme kadar her şey nasıl sevimli, cana yakın oluyor, hiçbir şey kendi alın teri kadar bir insanı tatmin edemez. Çalışan insan kendi varlığında hüküm süren bir âhengi bütün kâinata nakleder. Hayatın biricik nizamı bu âhengin kendisi olmalıdır. Böyle olunca her şey değişir, peşinde koştuğumuz muvazeneyi buluruz.
Sayfa 60
"Ülkenin nizamı ve huzuru için gerekli olan kanunlar konduktan ve asayiş sağlandıktan sonra, rota çizilmiş demektir. Artık, kanuna aykırı hareket edeni padişah değil, ilgili kanun maddesi gereği güvenlik kuvveti yakalar, hâkim de ceza verir. Padişahın bizzat gidip o iş için uğraşmasına veya ortada görünmesine gerek kalmamıştır. "İşte şu kâinatı yaratan Rabbimiz de, koyduğu umumî ve muhteşem kanunlarla âlemin nizamını sağlamıştır. Bu nizama en küçük atomdan, milyarlarca yıldızı bulunan galaksilere kadar her yaratılan şey tâbi olmuştur. Herşeyin hakkı ve hukuku bellidir. Herşey emirber nefer gibi, o muhteşem sistemin içinde hareket eder. "Kâinatın başlangıcında konan bu nizam, aynı ihtişam ve âhenk içinde devam etmektedir. Eğer bir zerre, kandine verilen rotadan sapsa, kâinat çalkalanır, kıyameti koparır.
Kâküllerine ol mehin, ey şâne, dokunma Zencîri kırar bu dil-i dîvâne, dokunma Gül-berk misâli ciğerim pâreliyorsun Ey bâd-ı seher, ol gül-i handâne dokunma Feryâd-ı ene'l-Hak eder âvâz-ı tanîni Fâş etmesin esrârını, peymâne dokunma
Reklam
Ömer b. Abdülaziz, Hasen’e gönderdiği bir mektubunda “ Talebelerinle bana yardım et” demişti. Hasen, Halife’ye şu cevabı yazdı: “Benim talebelerimden olup dünyayı arzulayanlara senin ihtiyacın yoktur. Ahireti arzulayan talebelerimin ise sana ihtiyacı yoktur. Fakat sen soyu sopu düzgün kimseleri görevlendirmeye bak. Zira onlar Allah’a karşı gelmekten sakınmaz ise de insanlardan haya ederler. Haya ettiklerinde ise güzel muamelede bulunurlar.
Sayfa 12 - Timaş Akademi, İstanbul, 2023Kitabı okudu
Acılar gelir kalır pencerede, sokak aralarında, belki de çatıda ya da en onulmadık yerler neresi ise. Pek çoğu dışlar onları...yahut küflenip yok olma ihtimaline sarılır. Acılar kalpleri sıkıştırıp durmasın, hatta mümkünse evrenden taşınsınlar, nazar etmeyelim aman onlara göre. Ama hakikatin peçesini kaldırıp seyrüsefa eden bir insanı, kamil kılan şeyler burda günyüzü eder. Hayatın sadece sevinçlerden teşekkül edemeyeceğini anlar. Fehmeder dünyanın yüzünü. Ve daha sonra yine anlar ki mütedeyyin insan, ızdırabı, terbiye olunmak için misafirperverlikle başköşede ağırlar. Selamlar onu, gideceği güne kadar kulak kesilir, ondan devşireceklerine odaklanır. Duygular derinlik kazanır onda. Âlemin zikrini dinlemeye doymaz. Zerreden kürreye manada kürek çeker.Her sabah, kibir gömleği yerine üzerine geçireceği bir tevazu gömleği edinmenin gerekliliğine inanır. Ve dünyanın, eteğine tozu bulaşmış, saçı başı dağınık, elleri çamurlu yüzünde saklanan acziyetini manzara olarak koyar başucuna. Pirüpak, ütülü, nizami olan siretinden içeri, yüreğinde taşıdığı meczuptan nasihatlari dinleye dinleye dolanır günlerin koynunda. Aslolan, o hep arar, buldum diyemez, ucu açık bir hakikat denizi hep bir kulaç daha, bir adım daha ötesi... 🌾
Eğer ki âlemin nizamı idrak edilirse onu tanzim edene, oradaki ilim hissedildiği ölçüde âlime, sanat fark edildiği takdirde sanatkâra erişmek mümkün olacaktır.
Şehit edebiyatı yapıp sahte çürük raporu alanlar:
Osmanlı elçilerinden Ahmet Rasim Efendi savaşa dayalı politika sisteminin artık geçersiz sayılması gerekliği ni açıkça savunmuştur. "İnsanoğlu'nun savaşlardan uzak kalması her vakit mümkün olmamakla birlikte, Nizamı Alemin esası savunma üzerine kurulmuşturr ve dünya mülkünün mamur ve sağlam olması, duruma göre düşmanlarla barış yapmaya ve dostluklar kurmaya bağlı kalmıştır ( .. .) Başka dinlerde bulunanları tamamen dünyadan kaldırmak veyahut 'her zaman düşmanın burnunu yere sürtüp haddini bildirmek ehli İslamın görevidir" diye itikad edenler olmuştur. "Hareket olmayıncı bereket olmaz, bu ülkeler kılıçla alınmıştır, Padişah lslamın kılıcı keskindir (...) Kızıl Elma'ya de gitmesine ne mani vardır" diye tumturaklı laflarla cahilliklerini itiraf edenler (vardır). Sandalye üzerinde Hamzaname nakleden pehlivanlar gibi boş laflar edip Kızıl Elma semtini, Buğdan'dan gelen alyanak elma gibi yenir şey zannederler."
Reklam
18. yüzyılın üçüncü çeyreğinde Osmanlı elçilerinden Ahmet Rasim Efendi savaşa dayalı politika sisteminin artık geçersiz sayılması gerektiğini açıkça savunmuştur: "İnsanoğlu'nun savaşlardan uzak kalması her vakit mümkün olmamakla birlikte, Nizamı Alemin esası savunma üzerine kurulmuştur ve dünya mülkünün mamur ve sağlam olması, duruma
Sayfa 30 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Amin
Dünya değişti. Ayaklar baş, başlar ayak oldu. Âlemin düzeni, nizamı bozuldu. Sen ıslah eyle Rabbim.
Düşünmeliyiz
Ki; dînimizin, vatanımızın ve maddî mânevî değerlerimizin bugünlere ulaşması, âlemin nizâmı, hak ve adâletin cihana hâkim kılınma- sı için, geçmişte sahâbe-i kirâm, selef-i sâlihîn ve şanlı ecdâdımız ne kadar gayret etmişti, biz bugün ne kadar gayret içindeyiz? -Vefâ borçlu olduğumuz ashâb-ı kirâma güzelce tâbî olabiliyor muyuz? -Kendilerinden feyz aldığımız geçmişteki sâlihlerin nurlu yolunu gönül dünyamızda ne kadar yaşatabiliyoruz? -Ecdâdımız'a lâyık nesiller olabiliyor muyuz?
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
Düşünmeliyiz ki; dînimizin, vatanımızın ve maddî-mânevî değerlerimizin bugünlere ulaşması, âlemin nizâmı, hak ve adâletin cihana hâkim kılınması için, geçmişte sahâbe-i kirâm, selef-i sâlihîn ve şanlı ecdâdımız ne kadar gayret etmişti, biz bugün ne kadar gayret içindeyiz? ‒Vefâ borçlu olduğumuz ashâb-ı kirâma güzelce tâbî olabiliyor muyuz? ‒Kendilerinden feyz aldığımız geçmişteki sâlihlerin nurlu yolunu gönül dünyamızda ne kadar yaşatabiliyoruz? ‒Ecdâdımızʼa lâyık nesiller olabiliyor muyuz? osmannuritopbas.com/27-aralik-2023....
173 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.