Alemşah Begüm kendini kaybedip oğlunun suratına tükürdü ve evlat sevgisini yere çalmış oldu. O an anladım ki sevgi ile öfke aynı kaba giremiyordu. İnsanın zihnine takılan öfke gönüldeki sevgiyi örtüyor ve göstermez oluyordu. Yoksa sevgiyle emzirdiği, kucağında sarıp sarmaladığı vakitlerde onun rahat etmesi için kendi rahatını terk ettiği, gecelerde uykusunu böldüğü yavrusunun sevgisini nasıl unutup da böyle bağırabilirdi?