Bir kuş sürüsü görüyorum; karla kaplı sokaklarda kanatlanmaya çalışan, cılız, titrek, küçük silüetler. Birçok gölge ve artık gökyüzüne bakmayan birçok yüz.
Nar çiçeği rujlar, ışıldayan farlar, metalik ojeler, sürüldüğünde cildi porselen gibi yapan fondötenler.
Ben bir süs bebeğiyim.
Güzellik algısının, kişiliği körleştirdiği 21. yy'a hoşgeldiniz... Zamanınızın büyük bir bölümü çalışmakla, arta kalan bölümünüyse bu paralarla kendinizi parlatmakla geçireceksiniz demektir. Şimdiden başarılar.
Prada
Dün gece yazı yazmaya ara verip Alexander Graham Bell adındaki genç bir adamın hayatı hakkında bir televizyon programı seyrettim. Bell telefonunun patentini henüz almıştı, ancak yeni icadına talep öyle çoktu ki başına ağrılar giriyordu. Daha büyük bir şirket gereksinimiyle, dönemin devi Western Union’ın kapısını çaldı, patentini ve küçük şirketini onlara satmayı teklif etti. İkisine toplam 100 bin dolar istiyordu. Wcstern Union’ın başındaki kişi onunla alay etti, istediği rakamın akıl almaz olduğunu söyleyerek reddetti. Gerisi tarih sayfalarında yazılı. Milyarlarca dolarlık bir endüstri çıkacaktı ortaya; o da AT&T gibi bir dev doğuracaktı.
AT&T kurucusu Alexander Graham Bell
AT&T Inc., merkezi Whitacre Tower, Dallas, Teksas, ABD'de bulunan çok uluslu bir konglomerat holding şirketi. Dünyanın en büyük telekomünikasyon şirketi, en büyük cep telefonu operatörü ve ABD'deki en büyük sabit telefon hizmeti sağlayıcısıdır.
Yıllık gelir: 171.8 milyar dolar
Dostlarla ya da çevrede kitap sohbeti yaparken yazarların isimlerini telaffuz da genel anlamda sıkıntılar çekiyoruz. Ve devamında muhabbet dağılıp gidebiliyor. Can sıkıcı bir durum olma özelliği bile taşıdığı söylenebilir. Chuck Palahniuk ve Charles Baudelaire gibi yazarları en basitinden telaffuz ederken ben çok zorluk çekiyorum.
Yine not: