Zorba, Modern Klasiklerin en önemli eserlerinden biri. Nikos Kazancakis, bu eserinde Alexis Zorba adında bir karakter yaratıyor. Bu, "Anti Karakter" tiplemesinin en önemli örneklerinden. Aslında topluma örnek olacak bir insan değil Zorba. Çünkü toplumlar örnek insanları belli bir kalıba sokar. Örnek insan nedir sorusunun net bir cevabı yoktur ama ne değildir aşağı yukarı her toplumda belli cevaplar vardır. İşte olumsuz cevapların birçoğu Zorba'da bulunur. Mesela kabadır, cahildir, sert mizaçlıdır, hırçındır, büyük hedef ya da hayalleri yoktur, anı yaşayan biridir ve yarınını çok düşünmez ayrıca Tanrı'ya dahi çok fazla güvenmez. Aslında herkes gibi insandır, insan gibi insandır.
Zorba, iyi dosttur, vicdanlıdır, merhametlidir, açık sözlüdür, cömerttir, samimidir. Yani her insanın fabrika ayarlarında olduğu düşünülen özellikleri de vardır ve bu sebeple bu güzellikleri de çok göze görülmez. İşin ilginci başka insanlar da bunlar hiç görülmez. O, Patron ile romanı götürür, o Patron'a dosttur, yoldaştır, arkadaştır.
“Ne makine şu insan be! İçine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun; iç çekmeleri, gülüşler ve düşler çıkıyor. İmalathane! Sanırım beynimizde konuşan bir sinema var.” diyor bu romanda Kazancakis. O da bu cümleyi kuran Alexis Zorba'yı düşlüyor. Hatta belki Zorba'nın ta kendisidir. Zira Kazancakis'in mezarında sanki Zorba'nın ağzından çıkmışçasına "Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm." yazmaktadır.
En sevdiğim kitaplar ne zaman sorulsa aklıma ilk gelen iki üç eserden biridir bu. Belki de aklıma gelen en güzel düşlerden de biridir. Bu düş bence hayatın belli dönemlerinde yeniden okunmalı. Okumamış olanlar ise rica ediyorum bitirmek için acele etmesin.