Mavi gözlerini güneşe doğru kısarak attığı bir taşın havada kavis çizerek küçük, beyaz şapırtıyla yaklaşan dalgada kayboluşunu izledi. İyi iş Hope, diye düşündü kendi kendine. O taşın kıyıya vurması bin yıl sürdü ve sen, onu yeniden denize attın.
Sayfa 20Kitabı yarım bıraktı
"Söyle."
"Neyi söyleyeyim?"
"Bana daha önce söylediğin şeyi."
Kalbim ağzıma geldi. Ona birçok şey söylemiştim ama neyi duymak istediğini biliyordum. "Seni seviyorum."
"Duymak istediğim tek şey bu."
"Bu iki sözcük mü?"
"Daima bu iki sözcük."
Sayfa 354Kitabı okudu
Artık aramızda bir açıklık, her konuda bir ortaklık vardı. Hâlâ ukalanın tekiydi. Evet, o pis pis sırıtması da hâlâ sinirimi tepeme çıkarıyordu.
Ama seviyordum onu.
Öküz de beni seviyordu.
Sayfa 353Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Daemon: ''Vücut yastığın olmayı seviyorum,'' diye itiraf etti, sesinde bir gülümsemeyle. ''Her ne kadar salyanı üzerime akıtıyor olsan da seviyorum.''
Sayfa 268Kitabı okudu
Daemon: "Ne kadar sıklıkla evde şarkı söyleyerek koşarsın?" diye sordu ciddi bir tavırla.
Ona tekme attım ama ayak parmaklarımı yakaladı." Artık gidebilirsin."
"Bu çorapları cidden sevdim."
"Ayağımı bana geri ver." diye emrettim.
"Üzerlerinde ren geyiği olduğu ya da dizine kadar tırmandığı için değil." Sanki mesafe çok fazlaydı da. "Ayaklarına eldiven giymişsin gibi duruyor."
Sayfa 107Kitabı okudu