Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
İntibah,kelime anlamı uyanış.Kitabın bir diğer adı da ‘Son Pişmanlık’ mış ve zaten yazar kitabın sonunu ‘Son pişmanlık fayda vermez’ sözüyle de bitiriyor.Yaklaşık 150 sene önce yazılmış olan kitap Ali Bey’in aşk hikayesi ekseninde sosyal hayatının değişmesi,bu değişime ayak uydurma durumunda arada kalması ,yetersiz kalması ve yaşadığı kötü deneyimlerini anlatıyor.
Dış dünyanın tehlikelerinden habersiz,ailede kapalı yetiştirilen çocukların,gençlerin karşılaşabilecekleri sıkıntıların kapılarını aralayan Namık Kemal dönemin sorunlarına da ışık tutuyor,kölelik sorununu özellikle kadınlar üzerinden ele alıyor ki beni de romanda en çok etkileyen Dilaşup’un cariyelik ve kölelik ile imtihanı oldu.Mahpeyker çok etkileyici,korkulası bir karakter.Bir de Suriyeli Abdullah Efendi var zengin,ifrit bir adam ve onun hikayesi de kötü bir sonla bitiyor.İlk edebi romanımız ‘İntibah’ Ali Bey’in sergüzeşti,çok kıymetli okunmalı!..
Ali Beyin Sergüzeşti
İntibah, Son Pişmanlık yahut Sergüzeşti Ali Bey... Bir kitabın ne kadar adı olabilirse o kadar ismi var bu kitabın. Geç okuduğum kitaplardan biri de bu. Lisede okusaydım ya şu kitabı. Her neyse hayıflanmanın zamanı değil. Lisede öğrendiğim kadarıyla Türk Edebiyatının ilk edebi romanı olarak kabul edilen bir eserdi diye hatırlıyorum.Kitap dönemin özelliklerini yansıtan düzeyde. Karakter anlayışından çok belli tipte kahramanlar, tesadüf ve talihe dayalı olaylar, romantik öğeler içeren ve zamanın en çok işlenen hatta tek işlenen konusu olan aşk ve sevgi etrafında gelişen bir kitaptı. Yapılan betimlemeler yapmacık, uzun ve gereksiz gibi geldi bana. Yazarın bir nevi kendi düşüncelerini okuyucuya dayatması da hoş değildi. İyi çok iyi kötü çok kötüydü. Yazar kahramanların sözleri, davranışları ile yorumu bize bırakmayıp bundan nefret edeceksin bunu seveceksin minvalinde telkinde bulunuyor gibiydi. Öyle çok fazla beklentiyi yüksek tutmamak lazım. Yeşilçam filmlerini anımsatan bir hikayesi var. Bilirsiniz ki mantığın bittiği yerde Yeşilçam başlar :) Biraz da iyi yönlerinden bahsedelim değil mi? Betimlemeler dışındaki anlatım güzeldi. Arada sırada bir iki filozofik aforizma vardı ve hoştu. Mesela şu söz epey düşündürücüydü: İnsan her nefesi yaşamı uzatmak için alır ancak her nefeste hayatından bir nefeslik zaman eksilir. Kitap anafikir olarak da çok şey katıyor insana. Kitabı daha çok yeni yeni kitap okumaya başlayanlar için önerebilirim. Zira başkaca güzel eserleri okumuşsanız bu kitap size hitap etmeyecektir. Kitabın son cümlesi ile veda ediyorum: fakat herkes bilir ki son pişmanlık fayda vermez...
Namık Kemal Türk edebiyatının en büyük eksiği olarak romanı görmüştür. İntibah diğer adıyla Sergüzeşti Ali bey Türk edebiyatı tarihinde ilk edebi roman olarak değerlendirilir romanın konusu Türk halk edebiyatının eski meddah hikayelerinden Hançerli Hanım’ın öyküsünden esinlenmiştir.Namık Kemal’in eseri olan İntibah’ta: hayat tecrübesi olmayan bir genci macerasını anlatılır . Ali Bey’in hayat konusundaki eğitimsizliği ve çevresindeki insanlarla ilişki kuramaması romanın ana olayıdır.Gençleri yetiştirirken toplumu ve toplumun şartlarını tanımak gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca toplumun aile yaşantısının aksak yönlerini işleyen intibah, bir töre romanıdır.
İntibah- İlk Türk Edebi Roman
Namık Kemal 1873-1876 yılları arasında sürgün bulunduğu Kıbrıs Magosa’da kaleme almıştır. .
Namık Kemal kitaba son pişmanlık adını vermiştir. Fakat dönemin Maarif Vekâleti yazara danışmaksızın kitabın adını İntibah Sergüzeşti Ali bey olarak değiştirmiştir ve kitabın bazı bölümlerini sansürlemişlerdir. .
Roman o yıllarda moda olan romantizim akımının etkisi ile kaleme alınmıştır. Romanın başında yer alan uzun Çamlıca Tasvir-i ve hüzünle bitmesi romantizim akımının kanıtıdır. .
Roman 1870’lerde İstanbul Çamlıca’nın mesire yerinde geçmektedir. Kalburüstü bir ailede iyi bir eğitim ve terbiye ile yetişen Ali Bey’in hayatı Mehpeyker adlı hafifmeşrep bir kadına aşık olması ile değişir. Annesi Fatma Hanım da Dilâşub adında melek gibi bir cariye olarak Ali Beyi Mehpeykerden vazgeçirmeye çalışır. Ali Bey annesinin dileğini gerçekleştirmek isterken Mehpeyker boş durmaz. Türlü iftiralarla hem Dilaşub hem de Fatma Hanımın hayatını karartır. Ali Beyi kitabın sonunda trajik bir son beklemektedir. .
.