Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
224 syf.
10/10 puan verdi
Kitap da Efendimizin a.s.m nasıl barışcıl bir insan olduğunu çok iyi örneklerle belirtmiştir. Doğru bir İslam yaşamak adına ele alınan güzel bir eser.Tavsiye ederim.
‘Siyasetten kaçamayız ama dinin siyasette istismarına karşı çıkabiliriz. Bu hem din, hem halkın çıkarı adına görevdir. “Dinin siyasetteki istismarı”nı esas alan Muhammed Salar’ın bu kitabı konuyu etraflıca gündem alması bakımından önemlidir.’
Ali BULAÇ
Değerli araştırmacı Muhammed Salar’ın yapmış olduğu bu çalışma, İslam’ın insan, barış, çoğulculuk, savaş, insan onuru, insan hakları konularındaki yaklaşımını sahih bir şekilde ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çalışma, din-barış-insan arasındaki ilişkiyi derinlikli bir şekilde ortaya koyan çok ciddi bir düşünsel katkıdır.’
Prof. Dr Bilal SAMBUR
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir Müslüman İslâm Medeniyeti'nin gerekliliği uğrunda çalışması gerektiğini Kur'ân ve Sünnet'ten üzerine farz bilirken karşısına çıkacak olan ideolojiler olacaktır, bunları tanımadan mücadele edemez. Bir mü'minin içinde yaşamış olduğu ideolojileri anahatlarıyla da olsa bilmesi gerekir.
Ali Bulaç'ın bu kitabı anahatlarıyla da olsa çağdaş düzenleri ve kavramları anlama açısından akıcı bir kitap.
"Medeniyetler inancı inşâ etmez aksine gerçek medeniyeti inanç inşâ eder. Dolayısıyla Müslüman İslâm'ı çağa uydurmaz, çağı İslâm'a uydurur. Çünkü İslâm ne çağdaştır ne çağ dışı, İslâm çağlar üstüdür. Bu çağın ideolojileri bu çağa bile uymazken; Allah kitabını bütün çağlara, mekânlara ve zamanlara uygun göndermiştir." -Alparslan Kuytul
"Müslüman mademki Allah'a, insanlara, topluma, tarihe ve kendine karşı sorumludur, üstelik olayların belirlediği edilgen bir nesne değil, aksine olayların vukûunda rol oynayan aktif bir öznedir, seçim ve tercihlerinin sahibi bir insandır; öyleyse yaşadığı çağı, bağrında yetiştiği toplumu doğru anlamak zorundadır.." -Ali Bulaç
·
Puan vermedi
Ünlü sosyolog ve ilahiyatçı Ali Bulaç’ın en son eseri “Medine Sözleşmesi” kitabı Çıra Yayınları tarafından neşredildi. Ali Bulaç’a göre “Medine Sözleşmesi, Kur’ân ve Hz. Peygamber’in sünnet ve suretinde şekillenen mucizevî işlerinden birisidir. Tarihî tatbikat ve bugünden sorunları farklı okunduğunda, İslâm dünyasındaki çatışmalara ve küresel
Batı medeniyetinin ilk yazılı belgesi kabul edilen Magna Carta , Batı için bir gurur kaynağıdır . Bu belge 1215 yılında imzalanmış ve sadece 90 gün yürürlükte kalmıştır . Aynı zamanda Magna Carta bir toplumsal sözleşme olarak da kabul edilemez . Çünkü toplumsal sözleşmede taraflar özgür iradeleriyle eşit temsil hakkına sahip olarak imzalar atarlar . Magna Carta'yı ise İngiltere'nin güçlü derebeyleri krala baskı ile imzalatmıştır . Medine Sözleşmesi ise Magna Carta'dan tam 593 yıl önce imzalanmış olup Hz. Peygamberin vefatına kadar varlığını sürdürmüştür. Medine devletinin Müslüman , Yahudi , Müşrik ve Hristiyanlar tarafından ortak bir şekilde yönetilmesine yönelik bir sözleşme olmuştur . Kimse ötekine dininde ve yaşam tarzında baskı yapmayacaktır sözleşmeye göre . Medine sözleşmesi bize öteki ile beraber yaşamanın en güzel örneğini vermiştir . Bugün müslümanlar bırakın öteki ile yaşamayı kendi içimizde bile beraber yaşayabilmekten çok uzağız . Mezhep , cemaat , fikir farklılıkları kan dökülmesine kadar varabiliyor . Kanımca müslümanların bu çukurdan çıkabilmeleri Medine Sözleşmesi ve Hılfı'l Fudul'u iyi bir şekilde tahlil edip , uygulayabilmesinden geçiyor . Ayrıca günümüz Türkiye'sinde Kürt sorunu başta olmak üzere birçok problemin çözümü de yine Medine sözleşmesinin iyice incelenmesinden geçiyor .
Cenneti Arayan Adam - Ziyaüddin Serdar
Entelektüel bir arayış ve sorgulama anlatısı olan kitapta her şey gerçek. Eserin teması İslamcılık, İslam dünyasındaki fikir akımları ve kişiler. Yazar Ziyaüddin Serdar kendi macerasını anlattığı için esere, “ben anlatıcı” üslubu hakim.
Tebliğ Cemaati, İhvan’ul Müslimin, Mevdudi, Seyyid Kutup, Kelim Sıddıki, İsmail Raci el- Faruki, Rabıta, Usame
Din’in bir yadsıması olarak Modernizm’in yapay varlığının ölümü
Yazar fikirdaşlarının emsali olarak Gelenek ile Modernizm düalizminde, gelenek’e taraf olurken olabildiğine duygusallıktan uzak kalmaya çalışmış ancak yine de tam anlamıyla bir objektiflikten bahsedilemez. Şayet yazarın kendisine bu subjektif tavrını söyleseniz; insanın bir subje olduğunu dolayısıyla durumun olağan olduğunu söyleyecektir. Bu
229 syf.
9/10 puan verdi
Ahmet OKTAY:
Fazıl Hüsnü Dağlarca ile konuştuk biraz. "Sen şair değil bilginsin" dedi, şunları da ekleyerek: "Şiirlerini küçümsediğimi sanma, ama senin gibi her alana açılan bir kişi daha yok. Ne zaman yapıyorsun bunları?"
Sana öyle hak veriyorum ki Dağlarca!
(Uzun zamandır herhalde bir kitabı okurken hiç bu
" İslam toplumu geçmişte olduğu gibi bugün de değişmekte,hareket ve canlılığını devam ettirmektedir.Hareketin kesildiği yerde ölüm başlar.İslam dünyası ölüm belirtileri değil,hayat,hareket ve dinamizm içinde varlığını devam ettirmektedir."
Yazar kitabına bu sözlerle başlarken,beş bölüm halinde kültürel,ekonomik ve siyasal olmak üzere - ağırlıklı olarakta - Osmanlı'daki toplumsal değişimi anlatıyor.
Tavsiye eder, iyi okumalar dilerim.
Bir müslüman İslam Medeniyeti ile alakalı kitapları okuyup bilinçlenmenin yanı sıra gayri islami medeniyetleri, onların toplumlar üzerindeki etkilerini, dünyaya nasıl yön verdiklerini de bilmesi gereklidir... Çünkü bu çağda yaşıyoruz ve bu yüzyıllarda ortaya çıkan, varlığını küçük ya da büyük devam ettiren, halen hakim olan ya da çökmüş olan
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitap, giriş bölümü dışında toplamda 5 bölümden oluşuyor. Ali Bulaç hoca giriş kısmında, genel olarak özgürlüğün kelime anlamına genişce yer vermiş, farklı kişi ve gruplar tarafından özgürlüğün tanımını onlara göre değerlendirmiştir. aynı zamanda modern insanın kaybettiği özgürlüğü aradığını söylemiş. Asıl özgürlüğün Allah'a kul olmakla olduğu vurgulamıştır.
Kısaca :
Birinci bölümde, modern insanın karşılaştığı büyük felaketleri anlatıyor.
İkinci bölümde, insanın ehillileştirilmesini başlıklar altında anlatıyor.
Üçüncü bölümde, İnsanın yeniden tanımını, modern tıp ve psikiyatri temel alarak anlatıyor.
Dördüncü bölümde, Refah ile Felah arasında olan modern insanının üretim ve kitlesel tüketimini, konfor içinde yaşadığını, nefsine gem vurmadığını, dünyaya daldığını anlatıyor.
Beşinci yani son bölümde, İnsan Kaybettiğini Arıyor adlı başlıkta ateizm, tanrısız bir dünyada insan ve özgürlük sorununu ele alıyor..
*Kitap entellektüel ağırlıkta yazılmış, insanın bulunduğu konumundan asıl özgürlüğün ne demek olduğu sorgulatıp, Özgürlüğün tanımı olarak "Allah'ın insanı yaratırken ona kendi Ruhundan üflediği ilahi öz'ün bulunmasıdır.. "
Ayrıca kitap, Albert Camus, Dostoyevski, A. İzzet Begoviç gibi ünlü yazarlardan da alıntılama yapmış.. Kitabın kalitesini çok beğendiğim kesinlikle tavsiye ediyorum okunulası, kitaplığınızda bulundurulası bir kitap (:
