Hadis ilminin bir yarısı hadisin manasını kavramak, diğer yarısı ravileri tanımaktır. Ali b. el-Medini
"Erkeklerden Ercan K., Mustafa S., Yılmaz Y., Metin Y., Murat Y., Erol B., Ümüt S., Ali Rıza Ç., Yalovalı Ahmet'i badeledim. İsmail E., Ahmet C., Çetin Ç., Ahmet Ş., İlyas Ç.'yi badeledim ve ilişkiye girdim. Yaklaşık 5 yıldır bu şahısları badeledim ve tabiledim. Yani cinsel ilişkiye girdim."
Sayfa 120 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sapık şeyhin ifadesinden,
"Ahmet C. benim müridim olur. Ahmet'i çok kereler badeledim ve ters ilişkiye girdim. Ahmet C. dergâha kendi yakınlarını ve akrabalarını getirirdi. "Yılmaz Y. benim müridim olur. "Ümüt S'yi sadece badeledim. Cinsel ilişkiye girmedim. Ümüt yanında kardeşi Muhammet ve eşi Ayşe S.'yi getirdi. Ayşe'yi çok kereler
Sayfa 56 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Ali Fuat'ın babası İsmail Fazıl Paşa, babacan adamdı. Oğlu Ali Fuat'ın yastığının altına bir mecidiye, Mustafa Kemal'in yastığının altına iki mecidiye harçlık bırakırdı. Oğluna neden daha az? "sen bugüne kadar harcadıklarına say, o gurbette okuyor, senden daha fazla ihtiyacı vardır" diyordu.
Sayfa 39 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Ayrılığın ilk İşaretleri
Mısır valisi Osmanlı Devletinin bünye­sindeki zayıflığı iyice farketti. Ardından Suriye ve Anadolu’ya saldırıp Osmanlı ordusunu Mısır ordusu önünde o meşhur bozguna uğrattı. Sonra Rusya ve İngiltere duruma müdahale edip Mısır ordusunun Anadolu’yu ve bütün Arap bölgelerini terk edip Mısır’a çekilmesini sağladılar. Mısır valisi, vilayetin­ de “Mısır Valisi” sıfatıyla kendi soyunun hüküm sürmesine dair bir sultan fermanı almaya razı oldu. Hidiv İsmail’in za­manına kadar durum bu şekilde devam etti. Onun zamanın­ da veraset sistemi Avrupai tarza uygun olarak kendi nesline geçti ve İsmail “Hidiv” sıfatını aldı. Bu vakıa, Mısır’da ortaya çıkan ilk Arap bağımsızlık hare­ketiydi. Ardından Şerif Abdülmuttalib b. Galib’in girişimi geldi. Abdülmuttalib, şimdiki Haşimî sülalesinin atası olan Muhammed b. Avn’dan sonraki Mekke emiriydi ve Mısır va­lisi Mehmed Ali Paşanın yakın dostuydu. Şerif Abdülmutta-lib “Kırım Harbi” olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşını fırsat bilip ayaklanmak ve Hicaz’a bağımsızlığını yeniden kazandır­mak istediyse de başarılı olamadı.
Sayfa 223Kitabı okudu
bunun size bir şey anlatması lazım.
Mustafa bin Hüseyin alacak davasında suçladığı Mahmud Bin Yusuf'un yemin etmekten kaçınması üzerine haklı görülür. Başka bir örnekte Hızır bin Ali iki kişinin kendisini dövdüğünü iddia eder. Yemin teklif edilen kişiler bundan kaçınınca dövdükleri kanıtlanmış sayılır. Bir diğer örnekte ise karı koca arasındaki dava vardır. Kocası kendisini vekil aracılığı ile boşamıştır. Kadın vekilden mehrini ister. Vekil ise bunlardan feragat ettiğini söylemektedir. Yemin teklif olduğunda kadın yemin edemez. İskender bin İsmail ve dava ettiği Mesih bin Yusuf'un olayı da yeminden kaçınma ile son bulur.
Sayfa 186 - onuncu bölüm: bir tarih metni nasıl inşa edilir "dimitri'nin kızlarını kim hamile bıraktı"
Reklam
Ve bu gelecek karartıldı. Belki de kuranlar eliyle. Köy enstitülerinin kuruluşu öyle bir coşkuluydu ki... Sanki Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç, Anadolu’da işlenmemiş bir altın madeni bulmuşlardı. Gerçekten de Atatürk’ten sonra böylesine bir coşku bu ülkede görülmemişti. Tonguç, “Altı yüzyıl sustunuz. Artık susmayın, konuşun, her konuda fikir üretin!” demiş. Maalesef ülkem izin en büyük kayıplarından biri, bunların yıkılması, yok edilmesidir.
- Babanız İsmail Fazıl Beyefendi'nin, Padişahımız efendimize sadakatinden, hizmetinden şüphe edilemez. Hünkar yaveri bulunduğu tarihlerde yanında idim. Kendi­sini tanınrım. Fakat anlayamadığımız bir hadise karşısında kaldık. Bunun esasını söyler, ben de Padişahımız Efendi­mize arzedersem, hem babanız hem de aileniz için iyi olur.
Böylesi, namaz kılmamalarından daha iyidir
Hatim b. İsmail'in bildirdiğine göre Cafer b. Muhammed, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin radiyallahu anh çocuklara, öğle ile ikindi, akşamla yatsı namazlarını cem ederek kılmalarını emrederdi. Kendisine, "Bunlar namazı vakti dışında kılıyorlar" denildiğinde, "Böylesi, namaz kılmamalarından daha iyidir" derdi.
Sayfa 86 - Cilt 8.Kitabı okuyor
Kazanan kazandığını âdâba riayetle kazandı; kaybeden kaybettiğini edebi terketmekle kaybetti. (Ali b. ebî Talib)
Reklam
Atatürk’ün İslam dinine yaptığı hizmetleri özet olarak şu şekilde sıralayabiliriz: 1- Kur’an’ı, ilk kez Türkçeye çevirtti, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. “Ben Müslüman’ım diyen Türk insani dinini anlamaya başladı. (1927, İsmail Hakkı İzmirli’nin çevirisi.) 2- Kur’an’ın bilimsel tefsirini yaptırdı, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. (Hak Dini Kur’an Dili ismi ile 1936 yılında Elmalılı Hamdi Yazır) 3- İmam Buharı’nın sağlam hadislerinin çevrisini yaptırdı ve ayni şekilde halka ulaşmasını sağladı. (1932, Ahmet Nazım, Kamil Miras) 4- Arapça okunan ve dinleyenin anlamadığı, hutbe okuma işini Türkçeye dönüştürdü. (1932) 5- Camilerin din görevlisi ihtiyacını karşılamak için “İmam-Hatip Okulları” açtı.
ne annesinin ne mahallenin ne de kadınların en sevdiğidir esasen kimsenin hiçbir şeyi değildir varlığı bir karıncanın varlığı kadar tesirsiz ve yokluğu hiçbir şey değistirmeyecek kadar önemsizdir sayıların başına konan sıfır gibidir İsmail bilir
mütemadiyen korkar İsmail odasında sigara içerken babasından korkar anasının bir gün öleceğinden korkar ara sıra içi geçer gibi olduğunda ustasından korkar sinemada keyif yapıp kolayla mısır almaya yeltense parasının biteceğinden korkar arabalardan korkar İsmail köpeklerden korkar devletten korkar İsmail Allah'tan korkar korka korka gelmiştir bu yaşına korktuklarının tek oyuncağını uykularını elinden alacağından korkar
İsmail bir dursaydı bir düşünseydi belki böyle bir İsmail değil de başka bir İsmail olurdu ama nerde! dünya fırsat verir mi ki İsmail düşünsün anası, mahalleli, patronu ve Allah hepsinin bunca beklediği varken ondan İsmail ne yapsın?
Bizâtihi SELEF'İM diyenler okusunlar
Kendilerine selefi unvanını veren zümrenin bu gibi hâlleri ya inkâr, yahut da te'vil etmeleri lüzumsuz ve faidesiz bir gayretkeşliktir. 18 inci ve 19uncu miladi asırların «encyclopédiste, lerinden, pozitivistlerinden mi çekinip de bu yola girmişlerdir? Muhammed Abduh, Cemâlüddin Efgaani, Reşid Rıza, Seyyid Emir Ali, Seyyid Ahmed Han, Musa
Sayfa 48 - Bedir
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.