Hatırlayınız Nietzsche’yi “umut en büyük kötülüktür, işkenceyi uzatır” demişti en vakur haliyle. Bugün umut, fakirin ekmeği değil, halkın afyonudur. Gereğinden fazla umut etmeyin. Çünkü umut, arada kalmışların ve çaresizlik çekip ne yapacağını bilmeyenlerin sığındığı bir yerdir hepsi bu. Ölüsü sokakta çürüyen, evinde gözünün önünde sevmeye kıyamadığı kızı sırtından kurşunlamış olanlar umut etmezler. Çocuğu tekmelerle sokakta öldürülmüş olanlar için umut bitmiştir. Yerinden yurdundan edilen, köyü yakılan, deresi kurutulan, sokağı yağmalananlar için umut yoktur. Onlar artık inanmak ve değiştirmek zorundadır. Onlar inanırlar. İnanırlar ki, inanmak insanın en gerçek halidir. En namuslu halidir. İnanırlar ki, bu çürüyen dünyanın değişmeye başlaması için umut değil inanmak zorunludur. İnanırlar ki dünya değişsin. İnanırlar ve bilirler ki, dünya sadece umut edenlerle değil, mücadele edenlerle değişecektir.
-
Alıntı
Ali Murat İrat