Süleyman Çelebi, Dağda kalan birine "Ne yer,ne içersin?" denilince, "Hû" der. Bu ıssız yerlerde ne ararsın? "Hû" der. Hû demekten gayen Allah demek mi? denildiğinde, İsm-i Celâl'i işitir işitmez,bir sayha atıp ruhunu teslim eder sahibine.
Ebu Said Hâdimî (ra) : "Edep; aklın dıştan görünüşüdür." buyurur.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
KUVVETLİ BİR İMAN İÇİN ALLÂH’IN RASÛLÜ(sav) MODEL ALINMALIDIR.
Mânevi tatlar alamayan dünyevi hazlara ilgi duyar.
Kâinatın yüzü suyu hürmetine yaratılan Hz. Peygamber (s.a.v),mübarek yüzleri yaralan- mıştı.Kan sakallarına kadar geldi. Tam yere düşeceği zaman,Allah (c.c),"Ey Cibril!Kulum Muhammedim'e yetiş!"buyurdu.Işte bu anda ben kanadı sızlıyor olduğum halde geldim ve yetiştim.O kan mübarek sakallarından tam yere düşeceği zaman ta sidre-i müntehadan yetiştim de o kanı yere düşürmedim.Artık o kan,Rasûlullah(s.a.v)'ın aşıklarının gönlüne yerleştirilmiştir.Onun için aşk ve muhabbetle yanarlar.Halikımız bizleri bu nûr ile yaşatıp,bu nûr ile öldürsün.
Peygamberimiz (sav), Miraç Gecesinde Cebrail (as)’i bütün heybetiyle görünce bir müddet kendinden geçer. Rabbimiz “Ya Muhammad! Cebrail Senin iç alemini, nûru-nu görse EBEDI KENDINE GELEMEZ.” buyurur.
Reklam
232 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.