Richard Sennett'in Otorite (1992) başlıklı çalışması, toplumsal eylemin biraz önce tanımladığımız yapısını somut olarak resme den bir materyaldir. Sennett, otorite olgusunu (toplumsal, kurumsal, politik türleriyle) analiz ederken; otoritenin insan eylemi olarak eşit olmayanlar arasında bir bağ olduğuna değindikten sonra, onu "yalnızlık", "kardeşlik", "ritüel" gibi başka bağlarla kıyaslar ve otoritenin toplumsal bir duygu olarak tam da niyetimiz, ne yaptığımız ve yaptığımızdan ne beklediğimiz döngüsü içindeki durumsal farklılıklarına işaret eder. .Sennett'e göre, örneğin otoriteye karşı çıkarken, belki kendi otoritemize itaat bekleme niyetini saklıyoruzdur. Otoriter olmayı reddederken, aslında bir ritüel içinde hissettiğimiz otoritenin üstünlüğünü ve güvencesini teslim etmiş oluyoruzdur. Nihayet, insanların kardeşliğinin her türlü otoriteden önce gelmesi gereken bir bağ olduğunu savunurken, söz konusu bağın tesis edilebileceğine dair bir etki yaratmak için gene otoriteye başvuruyoruzdur.
Sosyal normların yaşaması, şüphesiz, belirttiğimiz gibi, kamu tarafından yaygın kabul görmelerine, yani onlara yeterli sayıda insanın uymasına bağlıdır (Bicchieri, 2006: 55). Bunun olabilmesini sağlayan ise bir bağlam içinde dikkatimize gelen olaylara dair yaptığımız yorumların ve anlamlandırmaların inanca dönüşerek aktif duruma dönüşmeleridir. Hemen yukarıda verdiğimiz itiraz hakkı örneğine geri dönelim. Öğrenci olarak notumuza resmen (not işlerine dilekçe vererek) itiraz ettiğimizi düşünelim. İtiraz ettiğimiz dersin hocasının davranışlarından itirazımıza alındığı izlenimini edinmiş olalım. Böyle bir olay, bizi itiraz hakkımızı kullanmaya ilişkin olarak düşündürtür ve hocamızın otoritesini sarstığımıza dair bir anlamlandırmaya sevk ettiğinde; itirazın menfi bir davranış olduğuna dair inanç geliştirebiliriz ve bir dahaki sefer böyle bir davranışta bulunmayı düşünmemeye başlayarak, söz konusu inancımızı aktif bir duruma dönüştürebiliriz (Böyle bir sürecin soyut olarak şemalaştırılması için bkz.: Bicchieri, 2006: 56). O halde, sosyal normları farklı kılan başka bir özellik, sosyal etkileşimlerimizin beklenti, tercih, kategorileştirme, ön-yargı, şartlanma şeklinde tezahür eden unsurlarıdır. Bunlar ise etki gü cünü ancak bir kültür içinde edindiklerinden; normlar da farklı kültürlerde, hatta aynı kültür içinde bile farklı bir mahiyet gösterirler (Bicchieri, 2006: 76).
23 öğeden 21 ile 23 arasındakiler gösteriliyor.