Kitabı okudum ve her okuduğum kitap sonrası olduğu gibi sıra geldi düşünmeye ve kitap üzerine bir şeyler karalamaya; kendi zihnimdeki, insan, insan psikolojisi ve toplum kavramlarını irdeleyerek naçizane fikirlerimi belirtmek isterim. Öyle ki zihnimin içi birbiri arası tezat oluşturan düşüncelerle, ayrışmalarla ve çelişkilerle dolu. Tam bir
Sizin canınız hiç Yaşar Kemal çekiyor mu? Benim çekiyor. Tıpkı ilk kez anne olacak bir kadının hamileliğinin 3. ayında mevsim normalleri dışındaki bir meyveyi aşermesi gibi. Hoş, hiç yaşamadım bu duyguyu lâkin bir şeyleri hissetmek için illa yaşamak gerekmez kanımca. Misâl benim geçmiş asırlardaki Anadolu'yu Yaşar Kemal okurken hissetmem gibi.
ÇEKİLİŞİMİZ SONA ERMİŞTİR. KATILAN HERKESE TEŞEKKÜRLER. KİTAP KAZANAN ARKADAŞLARLA KİTABI GÖNDERECEK OLAN KİŞİ EN KISA SÜREDE İLETİŞİME GEÇECEKTİR. HERKESİN EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK. NİSAN ÇEKİLİŞİMİZ DAHA GÜZEL ŞEYLERE VESİLE OLUR UMARIM :)))
Kitabın altındaki profil, kitabı kazanan şanslı kişiye aittir. Bu şekilde anlayabilirsiniz hangi
Sultanı Öldürmek
Müştak Serhazin, bir gün ilk aşkı Nüzhet'ten bir telefon alır. Telefonda Nüzhet ona buluşmaları gerektiğini söyler. Ve Müştak telifi kabul eder, yola koyulur. Ama o da ne? Müştak; Nüzhet'i evinde, Fatih Sultan Mehmet turalı bir mektup açacağı ile öldürülmüş bulur. Sonrası mı? Panikler.. Kendine sorar. "Nüzhet
Tarihle polisiyenin birleştiği, sizi farklı zamanlara götüren bir kitap.Dili,anlatımı klasik bir Ahmet Ümit kitabı aynı tat da aynı güzellikte.Kitapta İstanbul' da peşpeşe işlenen yedi cinayet ve her cinayetin sonunda bir ipucu. Başkomiser Nevzat, Ali ve Zeynep bu ipucuları takip ederek katili bulmaya çalışıyor.Bir yandan İstanbul'un tarihi mekanlarını anlatmasi bir yandan da olay örgüsündeki gizem oldukça sürükleyiciydi. Keyifle ve merakla okudum.Kitabın polisiye yanından çok İstanbulun tarihini bu kadar güzel aktarması hoşuma gitti.Hiç sıkılmadan okudum ama sıkı polisiye okuruysanız katilleri tahmin etmeniz zor olmayacaktır...590 sayfanın nasıl akıp gittiğini hissetmedim bile.Bir sonraki sayfada ne olacak merakıyla bir çırpıda sona gelinen heyecanı üst seviyede tutan bir polisiye roman olmasının yanında İstanbul'un tarihi hakkında verilen bilgiler itibarı ile de tarihle desteklenen harika bir kitap. Kitabın sonunda yüksek sesle tepki göstermeme yol açan muhteşem bir ters köşe.. Özetle hala okumayan varsa zaman kaybetmesin...
- Polisin kabusu, yılbaşı geceleridir. Herkesin gülüp eğlendiği, mutlulukla dans ettiği o gece, polisler için korkunç saatler demektir; öğleden sonra başlayıp yeni yılın ilk günü ışıyıncaya kadar süren, bir türlü bitmek bilmeyen kanlı, karanlık bir kabus. Bunları düşündüğümüz yeni yılın ilk saatlerinde Tarlabaşı'nda bulunan bir erkek cesediyle
Ahmet Ümit' in okuduğum üçüncü kitabı ve sürekli olarak her kitabında tekrarladığını düşünüyorum. Bunun dışında iyiydi kitap hele de yeni dönem Türk yazarlarımızın yazdıklarıyla kıyaslandığında bayağı iyi. Polisiye bir kitap. İstanbul' da peşpeşe işlenen yedi cinayet ve her cinayetin sonunda bir ipucu. Komiser Nevzat, Ali ve Zeynep bu ipucuları takip ederek katili bulmaya çalışıyor. Katilin kim olduğunu tahmin etmiş olmama rağmen beğenerek okudum. Kitapta bolca tarih ve tarihi mekanlara değinilmiş. Dostluğu, ihaneti ve intikamı anlatan güzel bir hikayeydi. Beğendim ve bol bol ağladım...