Ali baran

türkçülük, bütün türklerin tek devlet halinde birleşerek her bakımdan bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür.
Reklam
İkinci abdülhamit de haksız yere küçültülmüş, müstebit, zalim, hatta hain gibi gösterilmiştir. Bu da İttihatçıların propagandası sonucudur. Halbuki son zamanlarda yapılan bazı ciddi ve ilmi yayınlar, Sultan abdülhamit, lehinedir. Henüz şahsiyetinin değerini tam manası ile bize bildirecek bir kitap yazılmamış olmakla beraber, şimdiden şu gerçeği kabul edebiliriz ki, ittihatçıların idare edemeyerek 9-10 yılda mahvettikleri imparatorluğu 33 yıl dağıtmadan tutabilmiş olmakla, abdülhamit büyük bir iktidar sahibi olduğunu göstermiş ve aleyhindeki yayınların haksız olduğunu ispat etmiştir. Hele kanlı oyunları asla girmemesi de, kıyıcı olduğu hakkındaki iddiaları çürütecek bir delildir.
Ahlak, millet yapısının temelidir. O olmadan hiçbir şey olmaz.

Reader Follow Recommendations

See All
Gençlik, kendini saran maddi ve manevi çevrede ahlak disiplini, ahlak örnekleri görürse, ahlaksızlığın daima ezileceğinden emin olursa o zaman kendisi de sağlam ahlaklı olarak yetişir. Fakat gençlik, kendisine sözle ahlaki telkin yapıldığı halde rüşvet, iltimas, dalkavukluk ve hokkabazlığın hakim olduğunu görürse, işte o zaman onda ahlaki buhran başlar.
Milletlerin temeli ahlaktır. Ordu, bilgi, teşkilat gibi şeyler ahlaktan sonra gelir. Gerek Türk milleti olsun, gerek başka milletler olsun, ahlakça yüksek oldukları zaman büyümüşler, ahlak sağlamlıkları bozulduğu zaman da çürüyüp dağılmışlardır.
Reklam
Gerçekten Türkçe olmak kolay değildir. Her önüne gelen Türkçü olamayacağı gibi, her Türkçüyüm diyen de Türkçü olamaz. Her Türkçü, bulunduğu yerin görevini inançla yaparsa, Türkçülük ülküsü sağlamlaşır, Türklük güçlenir. Türkçülerin ilk işi, görevini arınmış gönül ve inanmış yürek ile yapmaktır.
Başka milletlerin Türk taraftarlığı ve Türk sevgisi bu kelime ile ifade olunamaz: zaten başka milletlerin türkü sevmesi de gerçekten bir sevgiye değil, geçici bir nezakete, çıkara, siyasi zaruretlere işarettir. Türk’ü gerçek olarak, Türkten başkası sevemez.
milli ülkelerde, azdan çoğa doğru üç dönem vardır: bağımsızlık, birlik, fetihler. Milli ülkünün ilk dönemi bağımsızlık kazanmaktır. Bağımsız olmayanlar bunu kazanmak, kazanmış olanlar ise onu koruyup sağlamlaştırmak düşüncesi ardından koşarlar. Milliülünün ikinci merhalesi birliktir. Yani bir milletin bütün fertlerinin tek bayrak altında, tek devlet haline gelmesidir. Bağımsızlığını kazanmış olan her milletin ilk işi, yabancı hakimiyeti altında kalmış olan urukdaşlarını kurtarmak yollarını aramaktır. milli ülkünün üçüncü merhalesi ise fetihlerdir. Çünkü milli birliğini tamamlamış olan milletler, kendi soylarını yeryüzüne hakim kılmak için istilalar ve fetihler yapmak zorundadırlar.
Türk destanlarından çıkan anlama göre, Türklerin ülküsü, fetihler sonunda büyük ve üstün bir devlet kurarak bu devletin içinde bolluka ve mutluluğa kavuşmaktır.
Bir milletin yürütücü kuvvetine “Ülkü” denir. Toplumdaki kişileri birbirine bağlayan nesne, sadece kök birliği, çıkar ve ihtiyaç değil, bunlarla birlikte ve aynı zamanda ülküdür.
Reklam
Arab’ı, Acem’i, Hind’i, Çin’i yenilirken, tek başına Avrupa’ya dalan ve yüzyıllarca tek başına bütün Avrupa milletlerine karşı Allah’ın adını savunan Asya arslanları, zaman zaman gaflet uykusuna dalmışlar, fakat sonra sıçrayıp şahlanmışlardır. Bu seferki dalgınlık biraz tehlikeli gibi görünüyor. Çünkü, içinde bir de yabancıya hayranlık unsuru var.
Bir topluluktan ortak ülküyü kaldırın, insanların hayvanlaştığını görürsünüz. Ortak düşünce olmayan toplulukta, herkes, yalnız kendi çıkar ve zevkini düşünür. Böyle bir toplulukta fedakarlık, saygı, nezaket kalmaz. Bencillik, kabalık, rüşvet, iltimas ve namussuzluğun türlüsü alır yürür. Maddileşmiş bir insan vatan için ölür mü? Bencil bir insan muhtaçlara yardım eder mi?milletine inanmayan bir adam yabancı ile işbirliği yapmaz mı? Erdemi gülünç bulan birisi çalıp çırpmaz mı?
milli üstünlük inancı, büyümek isteği, yani milli ülküdür. milli ülküler, toplulukların yaratıcı kuvvetidir.
Savaşmak, yaşamak için gereklidir. Çünkü, milli çıkarların çatıştığı davaları bitirmek için, savaştan başka çare bulunamamıştır.
Bugünün kaba maddeciliği arasında Türk ülküsü sararmış, biraz küllenmiş gibi görünüyor. Maddecilik hastalığı geçtiği zaman, o yine parlayacaktır. Onun için Türk ülküsüne sarılmayı mecburuz. Bütün Doğu milletlerini yendiği halde yalnız Türklerle başa çıkamayan Batı’nın içine sinmiş düşmanlığı ve hıncı karşısında, bizim silahımız, Türk ülküsüdür.
471 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.