Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ekonomik konjunktur her gecen sene biraz daha zorlasiyor insanlar icin. 2-3 nesil once ev sahibi olmak gayet makul/mumkun iken bugun bizden onceki nesillerin cumhurbaskani olmasindan kaynaklanan enflasyon ve alim gucu kaybi bizi yoksullastirdi. Tutup da z kusagina ogut veren boomerlara ayrica tilt oluyorum. Ha gerci durum ne tahmin edildigi kadar vahim ne de fazlaca musterih. Gercek ikisinin arasinda bir yerde. Hic olmazsa bizden onceki kusaklarin sahip olmadigi finansal araclar var. Altyapi ve endustri daha geliskin. Sosyal mobilite daha ileri mi geri mi orasini kestiremiyorum
Netice olarak, gönlünü diriltmek ve eşyanın hakikatine dair marifete ermek isteyen kimseler, hikmet sofralarından beslenmelidirler. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de kendisine hikmet verildiği bildirilen Lokman -aleyhisselâm-'ın oğluna şöyle na- sihatte bulunduğu rivayet edilmiştir: "Yavrum! Hikmet ehli âlim kimselerle beraber ol ve on- lardan ayrılmamaya çalış. Zira Allah Teâlâ yağmurla topra- ğı canlandırdığı gibi hikmet nuruyla da kalpleri canlandı- rır" (Ahmed b. Hanbel, Kitâbü'z-züd, Hadis no: 51
Sayfa 10
Reklam
..suretçe, san'atça ve maîşetçe ayrı ayrı yüzbinler zîhayatları dirilten ve zemin ve bahar sahifesinde yüzbin başka başka kitapları beraber, birbiri içinde, hatasız, mükemmel yazan; hadsiz bir dikkât ve nihâyetsiz bir hikmetle iş gören, tasarruf eden bir Zât-ı Hayy-ı Kayyum ve Muhyî bir Hallâk-ı Alîm..
Muhbetê Mihnet • Melayê Cizîrî
Muhbetê mihnet di zor in Hub dibêm bêşek bela ye `Umr û jî xweş pê diborin Sotin û derd û cefa ye Sotin û derdê evînê `Illetê dax û birînê Xweş dibin ma ew bi dînê
Kalbe gelen bozuk düşünceler için
"Âmentü billahi ve resûlihî hüve'l-evvelü ve'l-âhiru ve'z-zâhiru ve'l-bâtınu ve hüve bikülli şey'in alîm."
112 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Şiî alım Şeyh Bozorg Tahranî'nin Şerifu'z-Zeria isimli eserinin bir bölümünün kitaplaştırılmasıyla ortaya çıkan bu kitap, Hz. Ali'nin rivayetiyle Tevrat'tan 40 sureyi bizlere aktarmaktadır. Aslında kitabın içerik olarak Kur'an-ı Kerim'e uyum sağladığını, tezat arz etmediğini söyleyebilirim. Yani Kur'an ayetlerinde öğütlenenler, emir ve yasaklar, bu eserde de mevcut. Eserde gördüğüm sorunlar yok değil maalesef. Örneğin 26. Sure'de “Kur'an'ı unutandan...” şeklinde bir ifade var. Bu ifade aklıma iki ihtimali getirdi: Ya Hz. Ali, bu Tevrat surelerini, etrafındaki kişilere anlatırken uyarlama yöntemini tercih etti; yahut da tercüme sırasında hata oldu sanırım. Tevrat'ın orijinalinden bir aktarım olduğu konusunda şüphelerim var. Ancak bu, içerik yönünden değil; bilhassa senet yönünden. Şiî âlimin naklettiği bu kudsî hadislerin senedinin Sünnîlerce de araştırılması gerekiyor. Eğer bu yönde bir çalışma olduysa da ben maalesef henüz rastlamadım.
Tevrat'tan 40 Sure
Tevrat'tan 40 SureKolektif · İmam Rıza Dergâhı Yayınları · 20177 okunma
Reklam
İbn-i Abidin Darr Endülüs ulemasından "Cami'ul Beyan İlim ve Fadlihi" adlı kitabında der ki: Gençlikte ilim, gençlikte ilim, gençlikte ilim taş üzerine yazı yazmaya benzer. Yani kalır demek istiyor. Ama daha sonraki kocanma yaşlarında yapılan ilim ise su üzerine yazı yazmaya benzer diyor. Ona göre, ona göre. Cenâb-ı Hakk çok özel bir nimet size takdim etmiştir. Allah-u Teâlâ şükrüne muvaffak eylesin. Ama istisnalar vardır. İbn-i Akil diye bir âlim vardır. Yedi yüz yıl önce yaşamıştır. Abdülfettah Ebu Gudde (Rahimallahü Teâlá) Kıymetü'z-Zeman Inde'l-Ulema adlı kitabında der ki: Yani İslam âlimleri nazarında zamanın değeri ve kıymeti diye bir kitabı vardır. O kitabı okutmuştum bir zamanlar. Orada diyor ki İbn-i Akil, yaşım doksan diyor. Yaşım doksan, yaşım doksan. Peki, neticede şu kalbimde diyor ilme karşı, kitaba karşı öyle bir aşk, öyle bir heves var ki yirmi yaşında delikanlıyken sahip olduğum aşktan, sevgiden, alakadan çok daha fazla diyor. Çok daha fazla diyor. Çok daha fazla diyor. Bunlar da vardır. Bunlar da vardır.
İbn Arabi, sapkınlık ve dalaletin imamlarından biridir. İnkar edici sözleri ve ifadeleri vardır. Bunlardan biri, Firavun'un imanını tasdik etmesidir. Şeyhu'l-İslâm İbn Teymiyye şöyle der: "Bu söz, İslam dininden zorunlu olarak bilindiği üzere apaçık bir küfürdür. Bu konuda İbn Arabi, ne bir Kıble ehli, ne Yahudi ne de Hristiyan
Şu iki kişinin hayatı hariç hayatta hayır yoktur: "Muttaki olup susan kimse ve âlim olup konuşan kimse." Ebu'd Derdâ
Sayfa 441
196 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Selamınaleyküm, Sözü ne kadar yormamaya çalışacak olsamda uzun bir metin olacağını en baştan dile getiriyor okumak için ayıracağınız vaktinizi almaktan imtina ediyorum... Daima olduğu gibi bu incelemede kitaptan öte kitabın bana kattıklarını not düşeceğim. Revan olduğum bu yolda heybeme kattıklarımla huzura varacağımı hatrımdan çıkarmadan
Alim Yetiştiren Anneler
Alim Yetiştiren AnnelerMurat Tosun · Rehnüma Yayınları · 2019785 okunma
Reklam
Fahişeyi fahişe yapan kendi iradesinden çok, toplumun ona karşı aldığı tavırdu: Fuhuş, toplumun zaruri bir ihtiyacından doğuyor: Bu zarureti ortadan kaldırmak veya hiç olmazsa hafifletmek için hangi memleket parlamentosu beş on dakika yorulma zahmetine katlanmıştır? Kaldırmak şöyle dursun, fuhuş her diyarda bir sanat olarak tanınıp, gelir kaynağı şekline sokulmuştuı: Bu z alim mesleğin işçileri kama, revolver, dayak rejimi alnnda çalışarak her gün dünyanın en tehlikeli işlerinden, işçilerinden daha çok kurban veriyorlar. Bütün insanlardan gördükleri karşılık lanet, nefret, zulüm ve hakarettiı: Çift vücutla işlenen bu günahın bütün ayıbı neden dişiye yükleniyor? Erkek, hovardalığı ve hoyratlığıyla fuhşu kabartan erkek, neden aynı derecede mesul ve nefret edilir olmuyor?
Sayfa 32 - İş Bankası Kültür Yayınları, 1. Basım 2022
Bugüne kadar adını saklayan en eski Türk ulusu Kırgızlardır. Çinliler, Kırgızları türlü adlarla anarlardı. «Kien‐kuen» (Kien‐kun ) . Kie‐khu (Ki‐ko = Khit‐kut) , Hia‐kia‐sze ( Hakas = Kie‐kia‐sze ) , daha sonra Moğollar çağında da Ki‐li‐ki‐sze derlerdi. Yunancada da Menandre Protector'da Kherkhis adım buluyoruz. Bu söz en eski Çin
Cansever 1954'teki Kapalıçarşı yangınından ve çarşının onarılmasından sonra yeni bir yere taşınır. Bu yeni antikacı dükkânındaki iş ortağı Mösyö Jak anlayışlı bir adamdır. Ticari işleri kendi yürrütür ve Cansever'in şiirle baş başa kalmasını sağlar. Cansever dükkânın asma katını kendi için bir çalışma yeri olarak düzenler. Böylece asma kat Cansever'in Kapalıçarşı'dan ayrılacağı 1970'li yıllara kadar, bir başka deyişle yirmi yıl kadar, şairin yaratıcılığına tanıklık eder ve şairin sığınağı olur. "...Birkaç ay sonra ortağım bana, alım satımla kendisinin uğraşabileceğini, benimse yukardaki asma katta istediğim gibi çalışabileceğimi, saatlerimin de kısıtlı olmadığını müjdeledi. İşte, kitaplarımdan dokuzunu bu asma katta yazdım. Tam yirmi yıl. Bugün düşünüyorum da, ya o yangın olmasaydı?"
97 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.