Saygı duyulan, şeref meselesi olarak kabul edilen her şeyin artık yerle bir olduğundan emindim.
'Asla unutamayasın'
İnsanlar, iyimserlerle kötümserler arasındaki farkın kişilik meselesi olduğunu varsayarlar. Oysa ben olayın temelde unutmayı başaramamakla ilgili olduğuna inanırım. Olanları hafızanızda tutma gücünüz ne kadar büyükse, iyimser olma şansınız da o kadar küçüktür. Kelebeklerin hiçbir şeyi hatırlamadıklarını iddia etmiyorum. Hatırlıyorlardır elbette. Bir gece kelebeği, tırtılken öğrendiklerini anımsayabilir. Ama ben ve benim gibiler, bizler hiç bitmeyen bir hafızadan muzdaribiz ve bununla kastettiğim şey yıllar veya on yıllar değil. Yüzyıllardan bahsediyorum. Bir lanettir, sağlam hafıza. Yaşlı Kıbrıslı kadınlar birine beddua ettiklerinde, bariz bir kötülük gelmesini dilemezler o kişinin başına. Yıldırım düşsün, görünmez kazalar olsun veya birden kısmeti kapansın diye dua etmezler. Sadece şunu derler: 'Asla unutamayasın.'
Sayfa 51 - DKKitabı okuyor
Reklam
Yok, Hamlet gibi başladım, Hamlet gibi bitireceğim. Benim için bu bir kariyer meselesi. Birdenbire yüzümün kara sarı boyasını silip; bir dayak tiryakisi topal uşak, bir kambur aşık, korkak bir ihtiyar makyajı yapamam. Eğer kendi emellerimize, kendi ideallerimize göre yaşama imkanı bulamadıksa bari kendi ölümümüzle ölelim.
Namaz, her yaratılmışı Yaradan'ına bağlayan o hamd ve tesbihe insanın bilinçli olarak katılmasıdır. Bütün varlığın sende özetlenmiş olduğunu bulmak için kendine dön!(Garaudy'nin bu ifadesi Şeyh Galib'in Hoşça bak zâtına kim zübde-i alemsin sen, deyişinin neredeyse tercümesi gibi, çev) Namaz imanlı insanı o evrensel ibadetle
Sevdiğim insanlar bana bir adım geldiğinde ben onlara on adım birden giderim, bu saflığı aşamadım.Ben sevgiye beş yaşındaki çocuğun masumiyeti ile bakıyorum, ama içinde bulunduğumuz zaman diliminde buna yer yok sanırım. Olması gereken bu ama insanların hep bir çıkar meselesi var.
“fast-food”
Özellikle lif ve probiyotik içerikler açısından son derece fakir bu tip gıdaların uzun dönemde sağlığımız için yarattığı tehlikeyi henüz sigara yahut uyuşturucu meselesi işe aynı yere koymamış olmamız, meseleyi anlamakta oldukça zorluk çektiğimizin en açık göstergesidir.
Reklam
Mektep, gençlik için daima ehemmiyetlidir. Her şeyden sarfinazar o yaşlarda ömrün en azaplı meselesi olan "Ne olacağım?" sualini geciktirir. Bırakın ki vaktinde yetişir, sonuna kadar sabreder, aktarmaları tam zamanında yaparsanız, içindekini behemehal bir yere götüren trenlere benzer. Bu bu trenden vaktinden çok evvel adeta çölün ortasında inmiştim.
Sayfa 59
Sevimsiz adamların pek çoğu gibi Bay Sloane de başka kadınların onu cazip bulabildiğine sahiden inanıyordu. Harriet bu özgüvenin nereden geldiğini bir türlü anlamıyordu. Aptallar, aptallıklarını aptallıklarından ötürü fark etmiyor olabilirdi belki ama tipsizler tipsizliklerinin farkında olmalıydı çünkü aynalar vardı.
Sayfa 165Kitabı okudu
Her türlü fikrin ve bilginin bastırılması
"Toplum'"daki egemen konumunu tehdit ve teşhir edebilecek her șey bastırlır. Birçok biyolojik ve psikolojik veri erilin dişi karşısındaki muazzam aşağılıklığının ispatı olduğu için bastırılmaktadır. Ayrıca eril, denetimi elinde tuttuğu sürece zihinsel hastalık meselesi asla çözülmeyecektir çünkü birincisi, erkeklerin bundan büyük çıkarı vardır -ancak birkaç tahtaları eksik olan dişiler, erkeklerin herhangi bir şeyi biraz olsun denetlemesine izin verebilir- ve ikincisi eril, zihinsel hastalığa yol açma konusunda babalığın rolünü asla kabul edemez.
Aşağıdan ya da yukarıdan farketmez diyor Adnan abi önemli olan insanın kendisinden başkasına bakmayı bilmesi. O zaman bizde bir başkası olduğumuzu anlarız. İnsanın en büyük meselesi kendini anlamlandırmasıdır.
Reklam
"Osmanlı topluluğunda kadın, taassuba karşı devletin başlıca tavizi idi. Taassup için ahlâk, ırz, ırz da bilhassa kadın demektir. İstanbul'da kadınların ırzından yalnız kocaları, ana babaları sorumlu değil idiler. Bütün mahalle halkı aile hayatını kontrol ederdi. Bir eve kadın alındığı haberi duyuldu mu, imam, bekçi ve belli başlı mahalle eşrafı gider, o evi basardı. Çatı arasına ve kümese kadar aramadığı yer bırakmazdı. Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü. Yüzler, eller, kollar ve bacaklar iyice kapanmalı, çarşaflar vücut biçimini hiç sezdirmemeli, peçeler bir süs değil, tam bir örtü olmalı idi. Bazı kibar semtlerde ve Beyoğlu'nda bu disiplin biraz gevşerdi. Fakat harp, pahalılık gibi hadiseler olduğu, veya idare aleyhine dedikodular arttığı vakit, hemen kadın kılığı günün meselesi hâline gelirdi. Kadın erkekle bir arabaya binemezdi. Vapurlarda, tramvaylarda, muhallebici dükkânlarında kadın yerleri perde veya kafesle erkek yerlerinden ayrılmıştı. Mesirelere kadar her yerde harem kısmı vardı."
"Darwincilik gerçekten biyolojinin büyük birleştirici ilkesi ise de, kendi bünyesinde olağanüstü büyüklükte cehalet alanları barındırıyor. En temel soruların bir kısmını bile açıklamakta aciz kalıyor: cansız kimyasal maddelerin nasıl canlıya dönüştüğü, genetik kodun arkasında ne gibi temel kurallar yattığı ve genlerin canlı biçimlerini nasıl şekillendirdiği." Aslında Hitching'in değerlendirmesine göre, çağdaş evrim kuramı " kendisinden bekleneni karşılamakta öylesine yetersiz ki, bir inanç meselesi olarak görülmeyi hak ediyor."
Sayfa 24
"Nasıl ki şahsiyetsiz bir insan hayatta hiçbir konuda başarılı olamaz ve saygıyı hak etmezse, milletlerde millî kültürlerini yitirdikçe ve yeniden yeniden üretmeyi başaramadıkça şahsiyetsizleşirler. Şahsiyetsizleştikçe de başarısız olur ve dünyâda gördükleri saygıyı kaybederler. Ayrıca Türk milliyetçiliği fikriyâtı da inşâ edilirken işe önce târihten başlanmış, millî ve ilmî bir tarih üretimi yapıldıktan sonra uzunca bir süre millî kültür meselesi üzerinde durulmuş, fikir bu iki kolonun üzerine binâ edilmiştir."
Sayfa 14
"Bu gençler Türk milliyetçiliğinin temelinde bizzat millî kültürün yattığına inanmaktadırlar. Aslında Türkiye’de müttehit, mütecânis, umûmi, ileri ve millî bir kültür var olmadıkça, ekonomik kalkınmadan eğitime, adâletten siyasî çıkmazlara, toplum psikolojisinden demokrasiye kadar hiçbir meselenin halledilemeyeceğini Türk milliyetçileri çok eskiden beri söylemişlerdir. Fakat günümüzde millî kültür meselesi Türk milliyetçilerinin gündeminden düşmüş, diğer birçok temel kavramda olduğu gibi ‘kültür’ kavramının da anlamı âdeta silikleşmiştir."
Sayfa 12
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.