"Bu korkaklık meselesi değil, ben korkak değilim, bilakis güçlü ve cesurum."
Halep'ten Aden'e kadar süren o koca memlekette bir Arap meselesi vardı zannetmeyin. Arap meselesi denen şey Türk düşmanlığı hissi idi.
Reklam
"" Bu hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı.. ""
Sayfa 203 - DKKitabı okuyor
İslam hukukunun yani devletinin tekrar ihyasının kolaylığı da şurada yatmaktadır: İslam hukuku Müslüman halkların içinde çıkmıştır. İslam hukuku ulaşılması zor, ruhbani yargıçlar tarafından sorgulanması hatta ulaşılması ve okunması mümkün olmayan, kralların kılıç ile neşrettiği hukuklar gibi değildir. Müslümanlar doğar doğmaz idare olundukları hukuk ile muhatap olmaktadırlar. Aldıkları isim kulaklarına okunan ezan, kamet kadılar ve müftüler tarafından bir yargı meselesi olarak incelenmekte, 4 yaşındaki bir çocuk okumaya başladığı ilmihal hukuka giriş kitabı olarak Müslümanların önünde durmakta ve Müslümanlar hayatları boyunca karşılaştıkları her müşkülat helal ve haram dairesinde bir ömür sürdükleri için bu hukukun bizatihi parçası olmak durumundadırlar.
“Yemek pişirmek kimyadır,” diyordu. “Kimya da hayattır. Kendiniz dahil her şeyi değiştirme gücü işte burada başlar.”
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
Bu hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı...
Varım!.. Niçin?
Tek mesele, varlık hikmetinde... Niçin varım? Meselelerin meselesi... Var olmak ne büyük şey! Eğer fazla düşünülecek olursa, insanı cinnete kadar götürür. Varım!.. Niçin? Bunu islâm mutasavvıfları gayet güzel izah etmişlerdir. Hiçbir izah mutlak değilken, onlar mutlak noktaya dek gitmişlerdir. Şöyle: "Allah bütün bu kâinatı insan için yarattı, insanı da kendisi için." Yani tek dâvası dünyanın, ebedi tekâmül seyri içinde Allah'a doğru yol almak...
Annelik çalışmadığı bir sınava her gün girmek gibiydi. Sorular göz korkutucuydu ve seçenekler hiç yeterli değildi.
Sayfa 175Kitabı okudu
Aptallar, aptallıklarını aptallıklarından ötürü fark etmiyor olabilirdi belki ama tipsizler tipsizliklerinin farkında olmalıydı çünkü aynalar vardı.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
''Yazarın meselesi yaşa­dığı çağ tarafından belirlenecektir -bu en azından bizimki gibi hareketli ve devrimci çağlar için geçerlidir- fakat yazar, daha yazmaya başlamadan, hiçbir zaman tamamen kurtulamayaca­ğı duygusal bir tutum edinmiş olacaktır. ''
Alıntı
Gerçeğin mutluluk getirmesi gerektiğini kim söyledi ki? Hümanizmin temel meselesi, insanı özgür kılmaktır, gerisi kişinin kendi meselesidir.
Sayfa 179 - AlfaKitabı okudu
“Beşik bir uçurumun üstünde sallanır ve sağduyu bize, varlığımızın iki sonsuz karanlık arasında çakan kısa bir ışık olduğunu söyler.”
Resim