"Kader ya da alınyazısı gerçek midir emin değilim. Ama sana şunu diyebilirim ki bazen umut ettiğin tek şey, seni sinir etmeye niyetlenerek kapıdan içeri girebilir. Yine de bir şekilde idare edebildiğini görürsün."
"Delirenler affedilmez ve terk edilir."
"Azledilenlerin tarihini anlatansa,Asil'in hayatıdır. Çünkü hepsinin laneti aynıdır:Düşünmek. Çünkü hepsinin alınyazısı aynıdır: Düşünüyorum, öyleyse, varlığımı yok edebilirim."
Hakan Günday'ın farklı tarzı ve konulara yaklaşımı, sizi düşünmeye ve etrafınızdaki farklı insanlara daha dikkatli bakmanıza yardımcı oluyor. Alışılmamış farklı hikayeler arayanların okuması gereken bir yazar...
Alınyazısı güçlülere ve zorla sokulur. Tek bir kişiye yıllar yılı kul köle olur. Caesar, İskender ve Napolen'lara; zira o kendisine benzeyenleri, kendi gibi ele avuca sığmaz ve akla sığmaz kişileri sever.
Fakat kimi zaman, ancak pek uzun aralarla ve tuhaf durumlarda, önemsiz birine kendini bıraktığı görülür. Evet, kimi zaman -bu an dünya tarihinin en şaşılacak anlarıdır- ipi sadece titrek bir saniye için, çok önemsiz birisinin eline geçer. Fakat böyle kişiler, yiğitlikler yüklü dünya oyunu ortasında kendilerini buluverince, sorumluluklar akıntıları içinde mutlu olmaktan daha çok korku duyarlar; elleri arasında buluverdikleri alınyazısı yükünü titreyerek bırakıverirler. Böylesine bir olanağı sımsıkı çekerek kendini de yüceltenlere pek az rastlanır. Zira yücelik önemsize sadece tek bir saniye kendini bırakır, bunu elinden kaçıranı ise asla bağışlamaz ve bir ikinci defa ona yüz vermez.
Evet, insanın başına öyle çılgınca, öyle akıl almaz düşünceler saplanır ki, bu düşüncelerin gerçekleşeceğine enikonu inanmaya başlar... Dahası var: Eğer bu düşünce çok güçlü ve tutkulu bir isteğe dayanıyorsa, çoğu zaman yazgının hazırladığı, alınyazısı gibi, gerçekleşmemesi olanaksız, kaçınılmaz bir şey gibi görünür! Belki de bu önsezilerin bi bileşimi, istencin olağanüstü bir çabası, imgelemin doğurduğu bir zehirlenme ya da buna benzer bir şeydir...