19.asrın ortalarından itibaren Avrupa sermayedarları Osmanlı hükümetinin sarraflığını üstlendiler. Osmanlı hükümetine borçlanmanın tadını tattırdılar. Osmanlı hükümetine borçla muhteşem yaşamak kolaylığını öğrettiler. Böylece, sermaye, kapital, Osmanlı İmparatorluğu'na girmeye başladı. Bu, Osmanlı tarihinde çok önemli bir olgudur. Bununla beraber milletin bir kısmı, yüksek denilen sınıflarından başlayarak, Avrupa medeniyetinin fikri ve bedeni zevklerine alışıyordu: Avrupa fikirleri, Avrupa âdetleri, Avrupa giysileri, Avrupa kitapları, Avrupa kanunları, Avrupa işi saraylar, köşkler, sahilhaneler, mobilyalar, Avrupavari tiyatrolar, kafeşantanlar (çalgılı ve içkili kahvehaneler), daha ne bileyim neler, İstanbul'dan saray ve vekiller dairelerinden her tarafa yayılıyordu. Bu, efendiler, bilinen Tanzimat devridir. Avrupa sermayesinin Osmanlı İmparatorluğu'na girişiyle, Tanzimatı Hayriye'ye süratle başlanmış oldu… Metin ve derin fikirlerine hayran olduğum Cevdet Paşa merhum, bu devrin içyüzünü, bilhassa iktisadi zembereklerini ne iyi tasvir eder ve açıklar.