Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
Bir güvercin uçurup kıtalar arasından
Çağırdın beni
Geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
Derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
Yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
Yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
Yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana
Koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına
Adını söylemek
“Merhaba canım,
Önce iyi bir haber: yalnızlığa sandığımdan daha çabuk alıştım. Aslında sensizliğe demek daha doğru, çünkü ne de olsa yalnızlığa baştan beri alışkınım.”