"Ahlâklı ateist olabilir ama ahlâklı ateizm olamaz. Dindışı insanın ahlâklı olmasının kaynağı da dindir. Ancak geçmişteki eski bir dindir bu. Ve insanın ondan haberi bile yoktur. Bu din muhit, aile, edebiyat, film ve mimarinin içinden sayısız şekilde tesir icra etmeye ve ışımaya devam etmektedir. Güneşin çoktan battığı yerde de gecenin bütün sıcaklığı yine güneştendir. Ocakta ateşin sönmüş olmasına rağmen oda sıcak olmaya devam eder." Sayfa 195
Aliya İzetbegoviç'in okuduğum üçüncü kitabı ve bu kitabını da beğendim.
Kitap; Batı dünyasının, Marksist ve materyalistlerin işin içinden çıkamadıkları tezatlıklarını ve çırpınışlarını ve bu konular ile ilgili İslam'ın çözümlerini bölümler halinde ve Peygamberimizin Hadîs-i Şerif'leri ve Kur'an-ı Kerim'den Ayetler ve Batılı yazarlardan alıntılar ile anlatıyor.
Mutlaka tavsiye ediyorum.
"İnsan tüm ilimlerin onun hakkında söyleyebildiklerinden daha fazladır." Sayfa 39
Herkese faydalı okumalar dilerim.
Kitap, Aliya İzetbegoviç'in ilk baskısı 1970 yılında yapılan İslam Deklarasyonu ve bu kitap nedeniyle Yugoslavya mahkemesinde yargılanışına karşı yazdığı Savunma metninden oluşuyor.
Aliya İzetbegoviç İslam Deklarasyonu ile sadece Bosna halkına değil tüm İslam dünyasına hitap ediyor. Yazıldığı döneme göre İslam ülkelerinde özellikle
140 syf.
10/10 puan verdi
Aliya izzetbegiviç, Bosna Hersek için çok önemli bir kişi.Kitap yazarın hayatını, İslam için mücadele ettiğini, birkac kez haksız yere hapse atıldığını ama o mücadelenin iplerini bırakmadığını ve o dönemde Hırvatistan, Yugoslavya ve Sırbistan'ın soğuk bir atmosferde olduğunu anlatıyor.Demokratik Eylem Partisini kuruyor ve başkan oluyor....Genel olarak bir şahsın başarılarından bahsediyor, böyle ileri görüşlü, azimli , dirayetli, vatanı milleti için canını veren liderlerin kitabını okumak insana ilham oluyor.
Mükemmel bir kitap. İslam dünyasının ne olduğunu anlatan ve nelerin nasıl yapılması gerektiği hakkında yol gösteren çok güzel fikirlere sahip. Her Müslümanın okuması gerektiğine inandığım ve çok beğendiğim bir kitap yazılmış. Aliya Izzetbegovic'e yapılan haksızlığa da kendi ağzından şahit oluyoruz ve sayesinde Islam karşıtlarının bize neler yapabileceklerini görmüş oluyoruz.
Yazarın "şöyle olmalı, böyle olmalı" kalıbında bolca savı var. Bunların çoğu keskin yargılar. Ama örnekleyip somutlamadığı için soyut ve belirsiz kalıyor. Bu durumda yazar Bosna'yı yönettiği yıllarda hangi yasaları çıkardı, nasıl bir politika izledi diye merak ediyor insan. Çünkü bildiğim kadarıyla Bosna bugün İslam'ı en özgür (=laçka) yaşayan ülkelerden biri. Yazarın devlet başkanı olduğu 90-96'da orada İslami düzen kurmaya çalışmış olması pek olası gelmiyor. Nitekim 1995'te yazılan anayasaya baktığımda "özgürlük, eşitlik, demokrasi, insan hakları" diye hümanizmin kutsallarını anarak başladığını görüyorum. İslam'ı bir toplum düzeni olarak kurmak isteyen bir anayasaya benzemiyor. İslam'ın doğrudan adı anılmadığı gibi İslami bir toplumu tarif eden bir bölüme de rastlamıyorum. O zaman iki olasılık var: Ya yazar kitabı yazdığı 60'lar 70'lerden sonra ciddi olarak fikir değiştirdi ve yayıncılar yazarın çoktan terk ettiği fikirlerini bize okutuyorlar. Ya da tipik bir eylem-söylem ayrılığı örneğine daha bakıyoruz. Buna rağmen şurayı alıntılamadan edemeyeceğim:
Alıntıyı yapıştıramıyorum. Buranın da boku çıktı anlaşılan. Teşekkürler 1000kitap.
Toplum, ahlak, tarih, psikoloji, kültür, sanat, medeniyet, uygarlık kavramlarını Din, Maddecilik ve İslam nazarından bakış ve bu 3 ünün savaşı.
Kitap hızlı okunmuyor durup düşünmek gerekiyor ve bir çok yerde beyninizde şimşekler çaktırıyor.
