İnsanları, tabii ihtiyaçlarını gidermeleri için açık tarlalara çıkartıyor, onlarla alay ediyorlardı. Bazıları gururlarının bu kadar ayaklar altına alınmasına dayanamayıp askerlerin üzerine yürüyor, kurşunlarla delik deşik olarak cansız bir şekilde yere yığılıyorlardı. Neden böyle ölüme yürüdüklerini anlayabilmek için Çeçenler'i tanımak gerekir. Sonraları aynı ihtiyaç için vagon içersinde bir köşeyi perdeyle ayırdılar. Bu rezillik çoğuları için ölümden de beterdi. Zaten birçoğu bu durumda kalmamak için ne bir şey yiyor, ne de bir şey içiyordu. Evet, Çeçenlerin bellekleri işte bu türlü daha nice trajedilerle doludur.
Tespih çekerken, 1944 yılında Haybah köyünde diri diri yakılan akrabalarının isimlerini sayıyordu. Tüm sülalesinin yok edildiği o gün, toplam 700 kişi ölmüştü. O kara günde, tesadüfen dağlara çıkmış olduğu için büyük ahıra kapatılıp yakılmaktan kurtulan bir tanıdıkları Labi'yi Kazakistan'da bulmuş, ona olanları anlatmıştı.
Çalan müziğin eşliğinde herkes tango yapıyorken, o bana memleketini, Kafkasya’yı anlatıyordu: "Bizde Lezginka adlı dans sırasında kıza dokunmak kesinlikle yasaktır! Böyle bir şey, bütün aileye yapılmış bir hakaret sayılır.”
Cevher Dudaev'in eşi Alla Hanım'ın dilinden, başta şehidimiz Cevher Dudaev olmak üzere Çeçenistan hatıraları. Bu hatıratta, bizzat Cevher'in aile hayatı, çevresi, mücadelesi, iş hayatı, Çeçen milleti ve Çeçen mücadelesi gibi birçok konu hakkında bilgi sahibi olacaksınız. Daha doğrusu, bunları çok samimi bir dilden dinleyeceksiniz. Savaş, hanımefendinin dilinden anlatıldığı için daha çok protokol seviyesinde kalıyor. Yani Şamil gibi aslanların mücadelesini pek göremiyorsunuz, şayet böyle bir talebiniz olursa kitaptan. Bu vesileyle, başta Cevher Dudaev olmak üzere tüm Çeçen mücahidlerine Allah'tan rahmet dilerim. Rabbim onların makamlarını âli eylesin. Ayrıca, bu tarz kitapların da bizim önümüze ışık olmasını niyaz ederim. Hanımefendiye de Rabbim selametler ihsan eylesin, Âmin.
Milyon BirinciAlla Dudaeva · Şule Yayınları · 201986 okunma