Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Allah Beni Yaratırken Bana mı Sordu?” (Doç.Dr. Ahmet Emin Seyhan)
"BİLGİ PAYLAŞTIKÇA ARTAR, FİKİR PAYLAŞTIKÇA GELİŞİR" “Allah Beni Yaratırken Bana mı Sordu?” Allah Teâlâ ile kul arasındaki ilişkiyi “kral-köle ilişkisi” gibi zanneden ve öyle göstermeye çalışanların yanıldıklarının en bariz ifadesi işte “sapkın bir kulun çok rahatlıkla yukarıdaki cümleyi kurabiliyor ve Yüce Yaratan’a meydan okuyor”
4- Allah beni yaratırken bana mı sordu? Bu kadar kolay bir soruyu soranın kolayca sona gidebilir olması gerekir. Yani Cumhurbaşkanı'nın karşısına çıkıp, "Sen nasıl bir adamsın?" diyebilir olmak için 2 ihtimal var. Ya ahmaksın, her yerde boş konuşan bir adamsın ya da kendi kuvvet ve kudretine öyle güveniyor, halkı da arkana öyle bir almışsındır ki kafa tutuyorsundur artık. Bu durumda Cumhurbaşkanı "Hadi bakalım göster gücünü" diyebilir. Burada senin gösterebileceğin güç ise ölmektir zira kafa tutuyorsan ölmektir bunun karşılığı, bunu göze alıyor olman gerekir. Aynı şekilde annene "Beni doğururken bana mı sordun?" diye sorduğunda karşılık olarak "Git intihar et o zaman" cevabını alsaydın bunu yapabilecek miydin? Madem yaratılmak istemiyordun şimdi yok olmayı neden kabul etmiyorsun? İşin sonunda, "Ya ben aslında öyle demek istemedim, sadece biraz gezmek falan istemiştim ama izin vermediniz. Ölümü karıştırmayın..." diyorsan, o zaman bu soruyu sormak da hakkın değil.
Reklam
Fransız Sorular???
Fransız ihtilali en temelde pek çok sebepten olsa da esasında papalık makamına karşı gerçekleşmiştir. Canının istediğini Cennet’e, canının istediğini Cehennem'e gönderen papanın yeryüzünde tanrının gölgesi olarak hareket etme kabiliyetini kendinde görmesi ve devletler nezdinde dahi bunun kabul edilmesi Fransa halkının “Bu kadar da olmaz
Yahudi Padişah'ın Taasubu
Yahudiler arasında, Hz. Îsâ (a.s.) düşmanı ve hristiyanları öldüren zâlim bir hükümdar vardı. Halbuki peygamberlik zamanı ve nöbeti Hz. Îsâ’ya gelmişti. Hz. Mûsâ (a.s.) devri geçmişti. Öyle olmakla beraber o Mûsâ’nın, Mûsâ da onun rûhu gibi idi. “Allah’ın peygamberlerinden hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz.” (Bakara Sûresi, 285) O şaşkın
4- Allah beni yaratırken bana mı sordu? Bu kadar kolay bir soruyu soranın kolayca sona gidebilir olması gerekir. Yani Cumhurbaşkanı'nın karşısına çıkıp, "Sen nasıl bir adamsın?" diyebilir olmak için 2 ihtimal var. Ya ahmaksın, her yerde boş konuşan bir adamsın ya da kendi kuvvet ve kudretine öyle güveniyor, halkı da arkana öyle bir almışsındır ki kafa tutuyorsundur artık. Bu durumda Cumhurbaşkanı "Hadi bakalım göster gücünü" diyebilir. Burada senin gösterebileceğin güç ise ölmektir zira kafa tutuyorsan ölmektir bunun karşılığı, bunu göze alıyor olman gerekir. Aynı şekilde annene "Beni doğururken bana mı sordun?" diye sorduğunda karşılık olarak "Git intihar et o zaman" cevabını alsaydın bunu yapabilecek miydin? Madem yaratılmak istemiyordun şimdi yok olmayı neden kabul etmiyorsun? İşin sonunda, "Ya ben aslında öyle demek istemedim, sadece biraz gezmek falan istemiştim ama izin vermediniz. Ölümü karıştırmayın..." diyorsan, o zaman bu soruyu sormak da hakkın değil.
Bir ateist sorusu!!! Allah beni yaratmadan önce bana sordu mu? El Cevab: Yaratıcı yaratırken kuluna sormalı mı? Allah'ın (c.c) kainatı yönetirken danışması gereken bir merci var mı? Gerçekten yaratılmak ve bu dünyaya gelmek ister miydim istemez miydim? Ve Allah seni yaratmadan önce sen yoktun ki!!! Tabi yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de iki ayette şöyle geçer: (Hatırla!) Hani Rabbin Âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutarak: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Demişlerdi ki: “Evet! (Sen bizim Rabbimizsin!) Şahit olduk.” (Bu,) Kıyamet Günü: “Biz bundan habersizdik.” dememeniz içindir. (7/A'râf, 172) Şüphesiz ki biz; göklere, yere ve dağlara emaneti (şer’i sorumluluğu/irade ve mükellefiyeti) teklif ettik. Onu yüklenmekten kaçındılar. Ve ondan endişeye kapıldılar. (Ama) insan onu yüklendi. Çünkü o, pek zalim, pek cahildir. (33/Ahzâb, 72 Bu ayetlerin zahirinden anlaşıldığı gibi bize bazı şeylerin sorulduğu (yükümlülüğün teklifi gibi) ve bizimde kabul ettiğimiz anlaşılmaktadır....
Reklam
“Allah beni yaratırken, bana mı sordu?” Gibi ahmakça hezeyanlar hâlinde ortaya attıklarını da duyuyoruz. Cenâb-ı Hak; “Sen bir hiçtin, seni Ben yarattım.” buyuruyor. Bir «hiç», «Sonsuz Kudret» karşısında ne ifade eder? Sonra hiç kusursuz olan yüce irade ve hükmün, tamamen kusurlu olan bir hiçe bir şey sorması ne kadar mantıklı? Hem, bomboş hiçe ne sorulur? Kaldı ki ey insan! Yediğin yiyeceklere; «Bana rızık olur musunuz diye?» diye sen sordun mu? Yediklerinden hiç tasdik aldın mı? Kime sordun da onları çiğniyorsun? İşlediğin, kestiğin ve doğradığın eşyaya, etinden-sütünden gıdâ veya derisinden giysiler yapmak için canını aldığın hayvanlara sen sordun mu? Sen onların rızâlarını aldın mı? Zevkin için dalından kopardığın o zarif çiçeklere hiç soruyor musun? Fakat yine de Cenâb-ı Hak sana soruyor: “‒Ey insan, cenneti mi istiyorsun, cehennemi mi?”
Sayfa 114 - Yüzakı Yayıncılık - 2019Kitabı okudu
Kâinata ve kendine hikmet nazarıyla bakmakta sıkıntı çeken bazı kimselerin dillendirdiği bir itiraz var: “Ben var olmak istemiyordum! Allah beni yaratırken bana mı sordu?” Aslında bu itirazın karşılığı ve bu sorunun cevabı yine kendi içinde saklı, şöyle ki: Allah seni var etmeden önce, sana nasıl “var olmak istiyor musun?” diye sorsun! Olmayan
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.