Yaşar Nuri Öztürk'ün dine bakış açısı, meselelere yaklaşımı, olayları yorumlama biçimi her zaman takdirimi kazanmıştır. Ardından nice kötü kelam edilse de bence o bir bilim adamı olarak hafızalarda en iyi şekilde yer edinecektir. Bilim adamı dedim çünkü kendisi dinlerle ilgilenen bir bilim adamıdır.
Bu eserinde, yaptığı kötülükleri Allah ile maskeleyenleri hedefe almıştır. Allah ile kitleleri aldatanları, yoluna çekenleri ağır şekilde eleştirmiştir. Dinin, kitleleri pesinden sürükleme adına en önemli ve etkili olgu olduğu gerçeği herkesin malumu iken bu olguyu kullanıp, içini boşaltan zihniyete ağır eleştiri getirmiştir.
İnsanımızın "Allah de ötesini boşver" kafasındaki yaşayış biçimi de aslında bu aldatılmışlığa zemin hazırlamakta, kandırılmayı müsait kılmaktadır.
Hocaya yönelik eleştirim ise bence siyaset hayatına atılmasıydı. Günümüz islamina yönelik nefis tespitler ve hatirlatmalarin onun tarafından kitlelere ulaşması mümkünken bunu siyaset temelli yapması bence verdiği mesajların alınması ve algılanmasını güç kılıyor. Çünkü bu kez verdiğiniz nefis bilgilere siyasî kimliğiniz perde oluyor.
Günümüzü muazzam şekilde aldatan bir kitap bence. Laikliğin ne denli önemli, siyasal islamin ne denli lanet olduğunu okudukça daha net anlayabiliyoruz. Allah, kullarını kendisi ile aldatanları en ağır şekilde cezalandıracaktır eminim. Şirke bulaşanları, riyada bulunanları,kamu malına el koyanları, kamu malıyla servetine servet katanları, kamu malının hak sahibine ulaşmasına mani olanları da keza gazabıyla cezalandıracaktır eminim.