Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Abdullah ibni Amr ibni As (Allah Onlardan razı olsun)'dan bildirildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdular: "Benim vasıtamla size ulaştırılan Kur'an'dan bir ayet bile olsa insanlara ulaştırınız. Sizden önce yaşayan toplumlardan olan İsrailoğullarının ibretli kıssalarından bahsetmenizde de bir sakınca yoktur. Kim bile bile bana yalan uydurarak hadis isnad ederse cehennemdeki yerine hazırlansın." (Buhari, Enbiya, 50)
Sayfa 537
Osmanlı Devleti'nin en zor döneminde maddi olarak Osmanlı'yı kalkındıracak tekliflerde bulunan Siyonist heyeti, huzurundan kovan ve her ne pahasına olursa olsun Filistin'den toprak sattırmayan
Sultan Abdülhamid
Sultan Abdülhamid
Han için Filistin Dışişleri Bakanlığı yapmış Refik Şakir En-Nedşe " Sultan Abdülhamid Filistin için tahtını kaybeden hükümdardır ." ifadesini kullanmaktadır. Siyonistler karşısında Abdülhamidi bir duruş sergileyen Sultan Abdülhamid Han için bugün Filistinliler,
Sultan Abdülhamid
Sultan Abdülhamid
ismini zikrettiklerinde sonunda (radıyallahu anh) Allah ondan razı olsun demektedirler. Ve bizler Sultan Abdülhamid Han'ın torunları olarak Filistin davasının ilk mazlumu olan Sultan Abdülhamid'in yolunu sürdürüp, Filistin Meselesini benimseyip, tüm gücümüzle Filistin'in özgürleşmesi için çalışmayı tarihi bir vazife olarak görmeli ve bu hususta gereken gayreti göstermeliyiz.
Sayfa 39
Reklam
"Başı örtülü kızların dersanelere ve hatta okullara sokulmaması laik devletimizin emridir." / "Hocam, affedersiniz bir soru sorabilir miyim: Devletin emri Allah'ın emrinden büyük müdür, hocam?"/"Güzel bir soru. Ama bunlar laik bir devlette ayrı şeylerdir." / "Çok doğru söylediniz hocam, elinizi öpeyim. Korkmayın hocam verin, verin, bakın doya doya öpeceğim elinizi. Oh. Allah razı olsun. Size ne kadar saygı duyduğumu anladınız. Şimdi hocam lütfen bir soru sorabilir miyim?" / "Buyrun, rica ederim." / "Hocam, peki laiklik dinsizlik mi demektir?" / "Hayır." / "O halde dinlerinin gereğini yerine getiren mümin kızlarımız niye laiklik bahanesiyle derslere alınmıyor?" / "Vallahi oğlum, bu konuları tartışmakla bir yere varılmıyor. Bütün gün İstanbul televizyonlarında bu konular konuşuluyor da ne oluyor? Ne kızlar başörtülerini çıkarıyor, ne de devlet onları o haliyle derslere alıyor." / "Peki hocam, bir soru sorabilir miyim? Al buyurun ama, başlarını örten kızların, bizim binbir emekle yetişmiş o çalışkan, o terbiyeli, o itaatkâr kızlarımızın eğitim haklarının ellerinden alınması Anayasamıza, eğitim ve din özgürlüğüne hiç uyuyor mu? Sizin vicdanınıza sığıyor mu söyleyin lütfen hocam?" / "O kızlar o kadar itaatkârsa başlarını da açarlar..."
Sayfa 44 - 22. Basım: İstanbul, Kasım 2023 - YKY
Onikinci Bürhan (Onikinci delil,hüccet)
Gel, ey bir parça aklı başına gelen birader! Bütün on bir bürhan kuvvetinde bir bürhan daha göstereceğim. İşte bak, yukarıdan inen ve herkes ona hayretinden veya hürmetinden kemal-i dikkatle bakan, şu nurani fermana bak. O bin nişanlı zat, onun yanına durmuş, o fermanın mealini umuma beyan ediyor. İşte şu fermanın üslupları öyle bir tarzda
Ebu Hureyre (Allah Ondan razı olsun)'den bildirildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: "Efendisine hizmette samimi olan ve her işini iyi yapan köle için iki kat mükafat vardır." "Ebu Hureyre'nin canını elinde tutan Allah'a yemin ederim ki Allah yolunda cihad etmenin, hacca gitmenin ve anneme iyilik yapmanın sevabı daha fazla olmasaydı, köle olarak kalıp öylece ölmeyi isterdim." (Buhari, Itk, 16; Müslim, Eyman, 44)
Sayfa 531
Bir öğrencinin öğretmenine " Öğretmenim, Allah sizden razı olsun!" demesi ne büyük bir ödül.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Azizim! Sen o sultanları gözünün önüne getir ki onlar dünyaya geldiler. Lakin dünyaya itibar etmediler. Dünyanın arkasına düşüp hırsla dünyalık toplamaya çalışmadılar. Ahiret amelleriyle meşgul oldular. Onlar, bu dünyanın ahiret yolunun üzerinde bir yol uğrağı olduğunu anladılar. Buna aldanmak olur mu? Yol tedarikinde bulunup kafileden ayrılmadılar. Bu dünyaya gönül verip aldanmadılar. Aziz kardeşim! Temiz ve pak erler ile aziz canları gör. Onlar bu dünyaya aldanmadılar. Allah-u Teâlâ kendilerine ne verdi ise nefislerinden kestiler. Kendi nefislerine vermeyip fakirlere dağıttılar. Açları doyurup, çıplakları giydirdiler. Muhtaçları arayıp buldular. Kapılarına gelenleri mahrum etmediler. Darda kalanların gönüllerini ferahlattılar, işlerini gördüler. Şu hadis-i şerifi kendilerine düstur edindiler: “Bir kimse, din kardeşinin bir işine yardım etse, Allah-u Teâlâ da onun işini kolaylaştırır. Bir kimse, bir Müslüman’ın sıkıntısını giderir, onu sevindirirse, kıyamet gününün en sıkıntılı zamanlarında Allah-u Teâlâ onu sıkıntıdan kurtarır.” Akıllılar, bu dünyada şu üç şey ile meşgul olurlar. Böylece onlar herkesin üzüldüğü gün, bayram ederler: 1) Dünya seni terk etmeden sen dünyayı terk edesin. 2) Her şeyden kurtulasın. 3) Rabb’inle buluşmadan, Rabb’in senden razı olsun. Bunlara riayet eden kimse, Allah-u Teâlâ ile görüşüp kabrine öyle gider.
kim bu devlete hizmet etmiş de, bir “Allah razı olsun” demişler
İnkılâp Kitabevi
Peki deniz nerede?
Sekiz yıl Anadolu'da dolaştıktan sonra, sonunda İstanbul'a dönüyoruz, diye çoluk çocuk bizi bir sevinç almıştı. Bu anlattığım on yıl önce. İstanbul'a geldik, hiç olmazsa İstanbul'un tadını çıkaralım, deniz kıyısında bir ev tutalım, dedik. Ne mümkün... Deniz kıyısında bulamadık, denize yakın bir yer olsun dedik. O da olmadı...
Nesin yayınlarıKitabı okuyor
Allah kendisinden râzı olsun Hz. Âişe annemiz, Peygamberimiz aleyhisselâmın şöyle dediğini haber vermiştir: Beni Yüce Allah'a yaklaştıran bir ilmi edinmediğim gün geçerse, o günün güneşinin doğmasında benim için bereket yoktur.
Sayfa 11 - Sufi KitapKitabı okudu
Reklam
“Allah adına yemin eden dürüst olsun! Allah adına edilen yemine muhatap olan razı olsun! Razı olmazsa Allah'a yakın değildir."
Sayfa 218 - Ibn Mâce (2101). Būsiri, ez-Zeváid'de, "İsnadı sikâttır" der. El-Elbânî de Sahihu'l-Câmide (7247) hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
Sen Ey Sevgili tarafından kimi zaman Âişe diye çağırılan, sen ey müminlerin annesi, Muvaffaka, Müberra, Tayyibe, Hümeyra, Sadıka, sen Ey Sevgilinin sevgilisi Âişe, Allah senden razı olsun.
ALLAH razı olsun...
"Korkunç bir yalancısın". Gözlerim büyüdü. "Affedersin?" "Affedildin".
“ Bizim kavuşmamız binde bir ihtimal , hiç beni beklemesin “ demişsin . Yapma gözünü seveyim Muazzez. Nezaket göstermişsin , Allah razı olsun tabi ama , hiç gerek yok böyle şeylere. Beklemek ne demek , ben seni beklemek için salonun kapısına “ bekleme odası “ yazmışım , elime dergiler almışım , her an sıra bana gelir de seslenirsin diye diken üstünde oturuyorum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.